Gebe kalabilmek, çocuk doğurmak bir kadının doğurganlığının göstergesidir. Adet görmeye başladığımız yaştan menopoza kadar doğurganlık devam eder. Yaş ilerledikçe doğurganlık yetisi azalır. Gebe kalma olasılığı;

Genç yaşlarda %85

35 yaşından sonra %25 iken

40 yaşından sonra %10 a düşer

Kadın döllenme hücresi yumurta ile erkek döllenme hücresi spermin birleşmesi ile gebelik oluşur.

Anne karnında 5 aylık bir kız çocuğunun yaklaşık 6-7 milyon yumurtası vardır. Doğumla bu sayı 1-2 milyona inerken ergenlik döneminde 350-400 yumurta seviyesindedir. Yumurta; beyinden yumurtalığa kadar çok mükemmel çalışan bir seri üretimin ürünüdür ve yumurtalık içinde folikül denilen içi su dolu boşluklarda saklanır.

Yumurta ile spermin birleşmesi her zaman yumurtalık kanalında olur ve birleşme sonucu oluşan tek hücre bölünerek çoğalır. Kanaldan yuvarlanarak aşağı kayar ve rahim içinde yerleşir. Artık döl yatağına yerleşen fetus burada büyümeye devam eder ve gebelik gelişir. Şayet bu yolculuk rahim içine doğru olmaz da kanalda kalıp büyümeye devam ederse buna dış gebelik denir.

Sigara, stres ve fazla kilo doğurganlığı olumsuz etkiler.

Boy ve kilo alınarak bir formülasyon ile Vücut Kütle İndeksi =VKI hesaplanır. Gebe kalmak için ideal oran VKI nin 20-24 aralığında olmasıdır.

VKI = 25-29 arası kilolu

VKI= 40 aşırı kilolu

VKI=30-39 yüksek kilolu kabul edilir.

Gebe kalmayı planladığımız andan itibaren folik asit dediğimiz vitamin ile doğurganlık desteklenmelidir. Folik asit B vitamini türevi olan bir esre elementtir. Daha çok marul, bezelye, dere otu, brokoli, ıspanak, yeşil biber gibi yeşil sebzelerde bulunur.

Badem, avakado, ceviz, muz ve kavun da da doğal olarak bulunmaktadır. Ancak diyetle almanın yeterli olmadığı, gebe kalmadan önce folik asit başlanmasının ve gebeliğin 12. Haftasına kadar kullanmanın bebeğin sinir sistemi üzerine olumlu etkisi kanıtlanmış bilimsel bir gerçektir.

Uzun süren eğitim dönemi

Kariyer planları

Sosyal hayattan kopmak endişesi

Maddi kaygılar

Çiftlerden birinin bebek sorumluluğu için hazır olmaması

gibi nedenler ile çiftler günümüzde çocuk sahibi olmayı geciktiriyorlar. Şayet bir sorun var ise bunu bilmeden gereksiz bir şekilde yıllarca korunmak sonra da bebek sahibi olmayı istedikleri anda artık çok geç denmesi kaçınılmaz oluyor.

Bizim önerimiz; çiftler uzun bir süre gebe kalmayı erteleyecek ise rezervlerinin iyi olduğundan emin olmak gerekir. Bu kapsamda kadın ve erkek ayrı ayrı değerlendirilir.

ERKEK'te ; sperm sayısı/ spermin hareketliliği/ yapısı değerlendirilir.

KADIN'da ; jinekolojik öyküsü ve geçmişi, ultrasonlu muayenesi, hormon testleri, yumurtalık kanal filmi değerlendirilir.

Kadın ve erkeğin doğurganlık kapasitesi bir çok nedene bağlı olarak değişiyor.

KADINLARDA: Düzensiz adet, ağrılı adet, aşırı tüylenme, yoğun sivilceler, göğüsten süt gelmesi, geçirilmiş operasyonlar, radyoterapi-kemoterapi görmüş olmak, şeker hastalığı sayılabilir.

ERKEKLERDE: Aşırı kıllanma, çocukken geçirilmiş fıtık operasyonu, çocukta geçirilmiş ateşli hastalık, kimyevi maddelere maruz kalma, radyasyon-kemoterapi almış olmak, genital yapı bozukluğu varsa ise doğurganlık üzerine olumsuz etkilerinin olduğunu düşünüyoruz.

NE ZAMAN TÜP BEBEK?

Kanallarda hasar varsa

Spermogramda sorun varsa

İleri yaşta açıklanamayan kısırlık varsa

Bir yıl boyunca düzenli cinsel yaşama rağmen gebelik yoksa

Yeni evli çiftlerde 30 yaş altında 1 yıl , 30-35 yaş aralığında 6 ay bekliyoruz. 35 yaş üzerinde beklemeden tüp bebeğe yönlendiriyoruz.