Örgütün, sığınmacı krizine dair 56 sayfalık 2015 yılı raporunda, Avrupa ülkelerine ciddi eleştiriler getirildi.

Raporda, AB ve Avrupa hükümetlerinin, hem kendi topraklarına varan acil koruma ve desteğe muhtaç sığınmacı ve mültecilerin ihtiyaçlarını karşılamadığı hem de sığınmacılar konusundaki uygulama ve politikalarını birbiriyle uyumlu hale getirmede başarısız olduğu kaydedildi.

Avrupa'nın, sığınmacı akışını Türkiye, Afrika ve Suriye'nin komşularına doğru iterek, bu savunmasız kişiler için büyük oranda sorumluluk almayı reddettiği vurgulanan raporda, "Bunun doğrudan sonucu olarak kaos, Avrupa sınırlarında ve içinde yaşanmaya devam etti. Sığınmacılar ile mülteciler koruma, destek ve onurlu bir hayat arayışlarında kendi canlarını riske atmayı sürdürdü" ifadesi kullanıldı.

Önlemler, sığınmacıları kaçakçıların kucağına itti.

Sığınmacı veya mülteciler ile bire bir konuşularak hazırlanan raporda, AB'nin sığınmacılara getirdiği engeller, "tehlikeli deniz yolculuklarına bir alternatif sunulmaması, dikenli tel örgüler, sürekli olarak kayıt prosedürlerinin değiştirilmesi, denizde ve karada şiddete başvurma ve İtalya ile Yunanistan'daki yetersiz karşılama merkezileri" şeklinde sıralandı.

Bu engellerin, insanları kaçakçıların kucağına ve daha tehlikeli yollara ittiği belirtilen raporda, "Avrupa'nın berbat bir iş yaptığı" ifadesine yer verildi.

Avrupa, kadın ve çocukların durumlarını bilfiil daha da kötüleştirdi.

Örgütün Operasyon Direktörü Brice de le Vingne, rapora dair açıklamasında, "AB ve Avrupa hükümetleri, müştereken krize yanıt vermede başarısız olmakla kalmadı, aynı zamanda caydırıcı politikalara odaklanarak korunmaya muhtaç erkek, kadın ve çocukların durumlarını bilfiil daha da kötüleştirdi" değerlendirmesinde bulundu.