Türkiye Barolar Birliği Başkanlığından yapılan açıklamada, İstanbul Adliyesi'nde yaşanan korkunç olaydan duyulan büyük üzüntünün kamuoyuyla paylaşıldığı anımsatıldı.

Konunun avukatlarla hiçbir ilgisinin olmadığı ifade edilen açıklamada, buna rağmen konunun avukatları hedef alır şekilde geliştirilmesinin şiddetle kınandığı belirtilen açıklamada, "Son derece manidar bu algı operasyonun amacının, vatandaşları avukat güvencesinden mahrum bırakmak olduğu görülmektedir" görüşü savunuldu.

Adliyelerdeki güvenlik açığının sebebi olarak avukatların gösterilemeyeceği ve avukatlara potansiyel suçlu muamelesi yapılamayacağı ifade edilen açıklamada, adliyelerin, avukatların da iş yerleri olduğu, dolayısıyla güvenliğin sağlanmasının avukatlarca da talep edildiği belirtildi.

"HAKİM VE SAVCILARA HANGİ TEDBİRLER UYGULANIYORSA..."

Avukatların, hakim ve savcılarla birlikte yargının kurucu unsuru olduğu bildirilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Bu itibarla adliyelere girişte hakim ve savcılara hangi tedbirler uygulanıyorsa avukatlar bunların dışında hiçbir işleme tabi tutulamaz. Avukatlara, meslek itibarını zedeleyici, meslek sırrına zarar veren, baskı ve yıldırma amaçlı hiçbir muamele yapılamaz. Adliyelerin güvenlik zaafı, akıl ve hukuk dışı dayatmalarla değil baro başkanları, başsavcılar ve adalet komisyonu başkanlarının bir araya gelmesiyle oluşacak ortak akılla çözülebilir. Türkiye Barolar Birliği de bu konuda HSYK ve Adalet Bakanlığı nezdinde girişimlerde bulunacaktır."