Erdoğan, "İstanbul’da Sultanahmet Meydanı’nda meydana gelen ve Suriye kökenli bir canlı bomba saldırısı olduğu değerlendirilen terör olayını esefle kınadığımı belirtmek istiyorum. 10 kadar şu anda maalesef bu terör eyleminde ölümüz var, bunlar yerli, yabancı. Ben patlamada hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralananlara acil şifalar diliyorum ki 15 kadar yaralı var" ifadesini kullandı.

Bölgedeki tüm terör örgütlerinin ilk hedefi Türkiye’dir

Bu hadise bir kez daha millet olarak terör karşısında, terör örgütleri karşısında tek yürek, tek vücut olmamız gerektiğini göstermiştir" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

Dikkat ederseniz bu bölgede faaliyet gösteren tüm terör örgütlerinin ilk hedefi Türkiye’dir. Çünkü Türkiye ayrım yapmaksızın bunların tamamına karşı aynı şekilde yaklaşmakta, aynı kararlılıkla mücadele yürütmektedir. Buradan açıkça soruyorum; dünyada DAİŞ denilen terör örgütüyle Türkiye’den daha kararlı bir şekilde mücadele yürüten ve bizim kadar bedel ödeyen başka bir ülke var mıdır? Aynı şekilde bölücü terör örgütüyle mücadelemizi de kararlılıkla ve fedakarlıkla yürütüyoruz ama bunu bile anlamamakta direnen birileri var, ülkeler de var."

Meydanı terör örgütüne, bölücülere, yıkıcılara bırakmamalıyız

Cumhurbaşkanı Erdoğan, büyükelçilerden bölücü terör örgütünün faaliyetleri hususunda teyakkuz halinde bulunmalarını özellikle beklediklerini dile getirerek, "Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere terör örgütü ve müzahir kuruluşlarının etkinliği olan yerlerde, biz de devlet olarak çok daha güçlü bir çalışma ortaya koymak mecburiyetindeyiz. Meydanı terör örgütüne, bölücülere, yıkıcılara bırakmamalıyız" dedi.

Hak ve özgürlükleri ihlal eden terör örgütünün ta kendisidir

Kendilerine güya "akademisyen" ve "araştırmacı" unvanı yakıştırmış bir güruhun ortaya çıktığını, bu güruhun terör örgütünün eylemlerine karşı vatandaşlarını ve topraklarını savunan devlete dil uzattıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Neymiş efendim, 'hak ve özgürlükler ihlal ediliyormuş.' Evet, terör örgütünün eylemleri yüzünden bölgede yaşayan milyonlarca vatandaşımızın hak ve özgürlükleri ihlal ediliyor. Ama bu ihlali yapan devlet değil, terör örgütünün ta kendisidir" ifadesini kullandı.

Bu devletin ekmeğini yiyip düşmanlık eden hak ettiği cezaya çarptırılmalı


Erdoğan, "Ey sözde aydınlar, şu anda Madaya'da olanlara bugüne kadar ses çıkarttınız mı? Onun için kampanyalar düzenlediniz mi? Onun için bir tane imza attınız mı? Hayır" diyerek, "Buradan hükümetimize, bakanlıklarımıza, ilgili tüm kurumlarımıza çağrıda bulunuyorum, bu devletin ekmeğini yiyip de bu devlete düşmanlık eden herkes, hiç vakit kaybedilmeksizin, en kısa sürede hak ettiği cezaya çarptırılmalıdır. Ne okulda ne hastanede ne adliyede ne emniyette ne maliyede ne tarımda, hiçbir kurumumuzda, ülkesinin bütünlüğüne, milletinin birliğine karşı tavır içinde olan kamu çalışanı olamaz" şeklinde konuştu.

Türkiye'nin sorunu terör sorunudur, Kürt sorunu değildir

Cumhurbaşkanı Erdoğan, salonda kendisini dinleyenlere seslenerek, "Buradan tüm Türkiye'ye, tüm dünyaya şu mesajı vermek istiyorum; Türkiye'nin Kürt vatandaşlarıyla hiçbir sorunu yoktur. Bugün Türkiye'nin sorunu dünyada pek çok ülkenin de bizar olduğu terör sorunudur, Kürt sorunu değildir. Kendimizi aldatmayalım. Bunu çok iyi anlatmamız lazım. Ama bu aydın müsveddeleri, ne yazık ki kalkıp devletin bir katliam yaptığından bahsediyor. Ey aydın müsveddeleri siz karanlıksınız, karanlık. Aydın falan değilsiniz. Sizler ne Güneydoğu'yu, ne Doğu'yu buraların adresini bilemeyecek kadar karanlıksınız ve cahilsiniz. Ama oraları bizler kendi evimizin yolu, adresi gibi çok iyi biliriz" dedi.

Güneydoğu'da, Doğu'da ne oluyor anlatmaya hazırız

Sorunun bir tarafında millet ve devletin, diğer tarafında ise elinde silahıyla, bombasıyla, molotofuyla teröristlerin bulunduğunun altını çizen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

Sözde akademisyenler bildirisine imza atan, isimleri bizden ama zihinleri bize yabancı tipleri bir kenara bırakıyorum. Sizden de şimdi bu konuda özellikle bir gayret istiyorum. Bu şekilde düşünen yabancı akademisyenlere benim bir teklifim var, ben kendilerini Türkiye'ye davet ediyorum. Buyursunlar Türkiye'ye gelsinler, öyle kuru kuruya imza atmakla olmaz. Gel Türkiye'ye. A'dan Z'ye Güneydoğu'da, Doğu'da bütün bu bölgelerde ne oluyor, ne bitiyor bunları müdellel olarak biz kendilerine anlatmaya hazırız.

İran yeni ve tehlikeli bir sürecin fitilini ateşlemeye çalışıyor

Rusya, DAİŞ'le mücadelede değildir. DAİŞ'e karşı bir mücadele vermemektedir" diyen Erdoğan, "Tam aksine Rusya şu anda Lazkiye ve çevresinde butik bir Suriye devleti kurmanın gayretiyle kendine mekan hazırlamaktadır ve oradaki bizim soydaşlarımızı, Türkmen kardeşlerimizi vurmaktadır, vurmaya devam etmektedir" şeklinde konuştu.

Uçak meselesi bir bahanedir

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İşte böyle bir ortamda yaşanan uçak meselesi, Rusya'nın ülkemizde ilişkilerini getirdiği yer bakımından bir sebep değil sadece bir bahanedir" değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin terör örgütlerine destek verdiği, basın özgürlüğünde, demokraside ve hukukun işleyişinde sorunlar bulunduğu gibi menfur iddiaların hep aynı çevreler tarafından ortaya atılıp işlendiğini kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:

Özellikle Paralel Devlet Yapılanması bu konuda diğerlerini de geride bırakan bir ihanet çizgisine geldi. Bugün dünyada ülkemiz aleyhinde çıkan haberlerin önemli bir bölümünün gerisinde bu yapının ve onlarla irtibatlı kişilerin olduğunu biliyoruz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran'a yönelik de "Mezhep temelli ayrışmaları çatışmaya dönüştüren tavrıyla İran, yeni ve tehlikeli bir sürecin fitilini ateşlemeye çalışıyor. İran'ın Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri ile ilişkilerini bilinçli olarak gerginleştirmesi bu stratejinin bir parçasıdır" dedi.

En küçük bir müsamahamız yok

Paralel Devlet Yapılanmasına ilişkin de "Milli Güvenlik Kurulumuz tarafından da ülkemiz aleyhine çalışan bir terör örgütü olarak tescil edilip faaliyetleri izlenen bu şer şebekesi konusunda en küçük bir müsamahamız yoktur" diyen Erdoğan, "Siz kıymetli büyükelçilerimizin, görev yaptığı ülkelerde bu yapının tüm faaliyetlerini yakından takip ettiğine, gerekli müdahaleleri hızla ve eksiksiz şekilde yerine getirdiğine inanıyorum" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Paralel Devlet Yapılanması'nın üzerine tüm gücümüzle ve imkanlarımızla gideceğiz ama ortaya çıkmış olan ve zaten milletin malı olan potansiyelin heba olmasına da izin vermeyeceğiz" şeklinde konuştu.

Bu yapının kurduğu okullar kendi malı değil

Erdoğan, "Bu yapının kurduğu okullar, geliştirdiği ticari ilişkiler kendi malı değildir. Bunların hepsi bu ülkenin ve bu milletin imkanlarıyla tesis edilmiştir. Ama zekattır, ama sadakadır ama yardımdır. Dolayısıyla bu değerlerin yok edilmesi yerine asli sahibi olan ülkeye ve millete kazandırılması yönünde gayret sarf etmeliyiz. Hükümetimizden ve Milli Eğitim Bakanlığımızdan bu hususa önem ve öncelik vermesini özellikle istiyorum" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti

Afrika, Balkanlar, Kafkaslar başta olmak üzere Paralel Devlet Yapılanması bünyesinde gözüken ama aslında milletin malı olan okullara süratle sahip çıkılmalıdır. Gerekirse Maarif Vakfı aracılığıyla yeni okullar kurmak, diğer sivil toplum örgütlerini teşvik etmek suretiyle ortaya çıkan potansiyeli değerlendirme yoluna gitmeliyiz."
Editör: TE Bilisim