Diyarbakır'da karneler dağıtılırken meydana gelen patlamaya ilişkin bir soru üzerine Erdoğan, çok üzüntü verici bir olay olduğunu belirterek, olayın terör örgütünün ne denli ahlaksız, alçak ve adi girişimler içinde bulunduğunu net bir şekilde ortaya koyduğunu söyledi.

Bugüne kadar okullarımızı yaktılar mı yaktılar.

Bunların, öğrenci ve talebe ile ne denli alakaları olduğunun açıkça görüldüğünü aktaran Erdoğan, "Bunlar da bir şey ortaya koyuyor; 'biz buyuz, bizim aslımız bu. Biz öğretmen, muallim böyle bir derdimiz yok. Biz terörün yanındayız, teröristin arkasındayız'.

Bugünkü olay bunun aslında yaşama bir kez daha geçtiği bir olaydır. Bugüne kadar okullarımızı yaktılar mı yaktılar. Camilerimizi yaktılar mı yaktılar. Bombaladılar mı bombaladılar. Hastanelerimize bunları yaptılar mı yaptılar. Ambulanslar ha keza.

Ambulans şoförlerimizi şehit ettiler mi ettiler. Bütün bunlar ortada. Bugünkü olay da adeta bunun bir zirvesi. Tek tesellimiz şu an itibarıyla o yavrularımızdan şehidimiz yok. Durumlarının iyi olduğuna dair haber aldım, bundan dolayı mutluyum" diye konuştu.


PKK, PYD, YPG, DAEŞ, bunların hiçbirinin birbirinden farkı yok.

Erdoğan, sınırda Rusya askeri varlığına yönelik iddialara ilişkin soruya karşılık, özellikle Irak sınırından Akdeniz'e kadar olan bölgede yani kuzey koridorunda bu tür bir farklı yapılaşmaya müsaade etmeyeceklerini belirtti.

Bu nedenle koalisyon güçleri ile yaptıkları bir çalışma olduğunun altını çizen Erdoğan, "Bu süreçte Rusya'nın 100 askerinin olduğu kulağımıza geliyor ama bölgede bizim hassasiyetlerimiz aynı şekilde devam ediyor.

Bu konuda hassasız ve sürekli olarak koalisyon güçlerine söylediğimiz, PKK, YPG, PYD ve DAEŞ bunların hiçbirinin birbirinden farkı yok, bunlara karşı tavrımız aynı olacaktır diye. Yarın da bunları Sayın Biden ile çok açık görüşeceğiz.

Salı günü Sayın Obama ile yaptığımız görüşmede kısa olarak ele aldık ama detaylı olarak yarın bunu konuşacağımızı Obama ile de paylaştım. Kendisiyle bunları teferruatı ile görüşüp ona göre ABD ile bu süreci işleteceğiz. Tabii bu sürecin içinde malum Fransa, İngiltere, Almanya, Suudi Arabistan ve Katar gibi birçok ülke de bulunuyor. Temenni ederim ki buradaki ortak tavır, Suriye'nin kuzeyinde böyle yanlış bir yapılanmaya fırsat vermemeye yönelik olacaktır. Buna da biz fırsat vermeyeceğiz" ifadelerini kullandı.

Erdoğan, PYD'nin Fırat'ın batısına geçtiği yönündeki iddiaların hepsinin dedikodu olduğuna vurgu yaparak, zaman zaman böyle şeylerin söylendiğini, bunlara bu zamana kadar müsaade etmediklerini ve etmeyeceklerini söyledi.
Kısmi olaylara, yapılan operasyonlarla özellikle Mare-Harcele hattındaki operasyonlarla fırsat vermediklerini dile getiren Erdoğan, koalisyon güçleri ile fırsat vermemeye devam ettiklerini kaydetti.

Leyla Zana'nın randevu talebi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Leyla Zana'nın da sizinle bir görüşme talep ettiği söylendi" şeklindeki soru üzerine, "Böyle bir talebi oldu. Dün Beştepe sofrasında bunu da arkadaşlarımızla paylaştık. Şu anda arkadaşlarımızla da bu konuyla ilgili bir değerlendirelim dedim. Bu değerlendirme neticesinde, yani kanaatim kabulden yanadır. Kabul edip kendisiyle görüşebiliriz" dedi.

Mustafa Koç ile görüşmesi

Türk sanayisinin önde gelen isimlerinden biri olan Mustafa Koç hayatını kaybetti. Ölümünden bir gün önce sizinle görüşmüştü, neler diyeceksiniz?" sorusu üzerine Erdoğan, şunları kaydetti:

Kader planı işliyor. Kader planından kurtuluş yok. Bu yaşa falan bakmıyor. Ne bir an ileri ne bir an geri, olay bu. Bakın bir gün önce, iki kardeş Mustafa bey ve Ali bey bendeydiler. Akşam saatlerine kadar oturduk hatta şakalaştık.

Hatta bu kilo verme sürecini kendisiyle paylaştık, sayın hanımefendinin kilo verme olayını yine aynı şekilde konuştuk. Hatta latife yaptık, ne yaptın alkolü azalttın mı falan diye. 'Azalttım' dedi.

Dedim hep bırak. Bunları da konuştuk. Bu süreç içerisinde tabii özellikle Koç Grubu'nun gerek savunma sanayisine yönelik, gerek diğer sanayide attıkları adımlar, komşu ülkelerle yapılacak bazı ticari ilişkiler, bunları aramızda konuştuk.

Bu sürece yönelik de daha neler yapılabilir, yatırımlar noktasında. Özellikle biliyorsunuz bu Altay tankı projesini biz onlara vermiştik. Başbakanlığım dönemimdi ve onlar geliştirdiler. Buna benzer konuları iki kardeşle beraberce değerlendirdik.

Sabah kalktım, televizyonu açtığımda bu haberi görünce hakikaten ben de şok oldum. Anında Ali beyi telefonla aradım. Başsağlığı diledim. Rahmi bey de yanındaydı, babasıyla da görüşmeyi yaptık. Tabii kendilerine Allah'tan rahmet diliyorum.

Ailelerine sabırlar diliyorum. Türk sanayisinde özellikle son 12-13 yıl içerisinde Koç Grubu içerisinde ciddi bir performans sergilediler. Çok önemli bir atak, sıçrama grubun içerisinde vardı. Kendilerine rahmet temennimizden başka bir şeyimiz yok. Pazar günü inşallah defnedilecek zaten, biz de cenaze merasiminde bulunacağız. Tekrar tüm aileye, tüm sektöre başsağlığı dileklerimi burada iletmek istiyorum.