Cumhuriyet gazetesinden Fırat Kozok'un haberine göre Davutoğlu’nun Ankara Hacı Ömer Tarman Anadolu Lisesi 9. sınıfta okuyan kızı Hacer Büke matematik sınavından düşük not alınca, öğretmenden sınav kağıdını istedi. Araya okul müdürü de girdi. Sınav kağıdını vermeyen öğretmen, daha sonra kağıdın kopyasının alınmasına izin verdi. Bir süre sonra öğretmen sınıftan alınırken, yerine okula yeni atanan müdür yardımcısı ve matematik öğretmeni görevlendirildi.

Edinilen bilgilere göre öğretmenin sınıftan alınması, diğer öğrenci velilerinin de tepkisini çekti. Bazı velilerin okula gelerek değişiklikle ilgili şikayetlerini okul yönetimine ilettikleri öğrenildi. Buna karşın bazı velilere, yeni müdür yardımcısının branşının matematik olması nedeniyle kendisine bir sınıf verilmesi gerekçesiyle böyle bir düzenleme yapıldığı bilgisi verildi.

Telefonla ulaşılan okul müdürü Gülten Akyürek ise sert bir tavırla, “Bu konuda size bir şey söylemeyeceğim, çünkü bilgileriniz kesinlikle yanlış” deyip telefonu kapattı. Başbakanlık Basın Müşaviri Osman Sert ise, “İddia edildiği gibi sayın Başbakanımızın kızı Hacer Büke Davutoğlu’nun bir derste düşük not almasının ardından bir aile yakını ya da özel öğretmen tarafından okula gidilmesi, sınav kağıdının görülmek istenmesi hiçbir şekilde söz konusu değildir. Sınavdan sonra dersin öğretmeniyle bu yönde hiçbir görüşme yapılmamıştır. Sadece her öğrencide olduğu gibi Hacer, düşük not aldığı kağıdını görmek istemiştir ki bu da son derece normaldir” dedi.

BAŞBAKANLIK'TAN YALANLAMA GELDİ
Başbakanlıktan haberle ilgili yapılan açıklamada, Davutoğlu'nun, kızının ders durumu nedeniyle herhangi bir öğretmen hakkında idari tasarrufta bulunulmasının söz konusu olmadığı bildirildi.

Açıklamada şunlar kaydedildi:

''Bu haberle ilgili gerekli hukuki işlemler yapılacak olmakla birlikte, yayın öncesinde tüm detaylar izah edilmiş olmasına rağmen yalan bir haberde ısrar edilmesi basın ahlakına, insan ve çocuk haklarına aykırıdır.

Daha önce defalarca izah edildiği ve kamuoyumuzun yakından takdir ettiği gibi Sayın Başbakan ve aile bireyleri hiçbir zaman bulundukları konuma bağlı bir ayrıcalık talebinde bulunmamıştır. Buna yıllardır tüm yakın çevreleri ve aziz milletimiz şahittir. Bu tarz haberler Sayın Başbakan ve ailesinin değil sadece bu tür yayıncılıkta ısrar eden basın kuruluşlarının itibarına zarar vermektedir.''