Daha fazla çocuğu olsun istiyor, kendini daha fazla seviyor, hayallerinin peşinden koşuyor... Çağla Şıkel, Seninle dergisine konuştu. İşte Şıkel'in mutluluktan nasıl ağladığını anlattığı o röportaj:

Çok yoğun... Sabahın ilk ışıklarından öğleden sonra 16.00’ya kadar koşuşturuyor. Neden mi 16.00? Çünkü o saatte çocukları Kuzey ve Uzay eve geliyor. Onlar döndüğünde evde olmaya özen gösteriyor.Bu yüzden kapak çekiminin yapıldığı gün röportaj yapamıyoruz. Daha sonraki boş bir gününe sözleşiyoruz.

Sohbete karşımda nasıl bir Çağla olduğunu sorarak başlıyorum. Verdiği yanıt, “Sadece şu an biraz yorgun ama çok mutlu, enerjisi yerinde, sağlıklı, hayattan keyif alan, hayatı istediği gibi yaşayan bir Çağla var” oluyor. Bu cevap, daha önce istediklerini yapmasını engelleyenlerin olduğunu akla getiriyor ister istemez: “Yooo, hep öyleydim; hep çok mutlu, hayattan her türlü keyif almayı bilen bir kızdım zaten. Öyle büyütüldüm. İnsan başarılarını görünce hayata karşı daha da şevkleniyor. Bazen anlamsız mutluluklarım oluyor. ‘Allahım ben bugün neden bu kadar mutluyum’ diyorum. Aşırı bir mutluluk bu. Herhalde biraz da istediğim şeyleri yapmamdan kaynaklı.”

Sabah canlı yayın sonrası Nişantaşı’nda buluşuyoruz. Gerçekten söyledikleri doğru. Acayip yemek yiyor! Mekanın özel et mönüsünün yanına salata ve tatlı da söylüyor. “Ben hep böyleyim. Metabolizmam çok hızlı çalışıyor. Bu konuda şanslıyım. Ama sporumu yine de ihmal etmiyorum. Sanırım 40-50’sinden sonra biraz kilo alabilirim” diyor. Bu arada Çağla ne evliliğiyle ne de boşanmasıyla ilgili konuşma taraftarı.

Çünkü söylediği sözlerin çarpıtılmasından, eski eşinin (Emre Altuğ) ve çocuklarının incitilmesinden endişe duyuyor.Sohbete karşımda nasıl bir Çağla olduğunu sorarak başlıyorum. Verdiği yanıt, “Sadece şu an biraz yorgun ama çok mutlu, enerjisi yerinde, sağlıklı, hayattan keyif alan, hayatı istediği gibi yaşayan bir Çağla var” oluyor.

Bu cevap, daha önce istediklerini yapmasını engelleyenlerin olduğunu akla getiriyor ister istemez: “Yooo, hep öyleydim; hep çok mutlu, hayattan her türlü keyif almayı bilen bir kızdım zaten. Öyle büyütüldüm. İnsan başarılarını görünce hayata karşı daha da şevkleniyor. Bazen anlamsız mutluluklarım oluyor. ‘Allahım ben bugün neden bu kadar mutluyum’ diyorum. Aşırı bir mutluluk bu. Herhalde biraz da istediğim şeyleri yapmamdan kaynaklı.”

Çok değil birkaç ay önce boşandı. Hayatının farklı bir döneminde... Kendini nasıl hissettiğini soruyorum, “Ben ikiye ayırıyorum hayatımı; çocuklarımdan önce başka bir Çağla vardı. Çocuklarımdan sonra bambaşka bir Çağla oldum” diye yanıt veriyor.
Süper bir baba-kız ilişkimiz yoktu ama babam vardı en azından. Evde en iyi anlaşan bendim onunla. Eve geç geldiğimde beni nasıl fırçaladığını hatırlıyorum. Tabii o zamanlar ‘Bir kere de eve sabah gelsem ne olacak’ diyorsun.

Ama şimdi, ‘Keşke olsa da fırçalasa’ diyorum. Parmaklarımın ucuna basa basa yine gitsem eve. Bu boşluk hayatımda hep olacak ama yapacak bir şey yok. Güzellik yarışmasına katılmam da benim için bir fotoğraf karesidir. Hayatımdaki en büyük değişimlerimden bir tanesidir. Evliliğim, çocuklarımın doğumu, televizyona başladığım ilk gün. Bendeki fotoğraflardan çok büyük albüm çıkar...”