Başbakan Erdoğan, "Eğer bu kardeşiniz seçilirse tarafsız cumhurbaşkanı olmayacak. İki taraf var, bir millet; iki devlet. Milletin tarafında olan bir cumhurbaşkanı olacak. Türkiye'nin ihtiyacı olan da budur. Demokrasimizin ihtiyacı olan da budur. CHP şu anda tıpkı tek parti dönemlerde olduğu gibi millete itibar etmiyor. Şimdi de siyaset üstü, siyasetin dışından bir cumhurbaşkanı seçmek için adeta cumhurbaşkanı değil, Türkiye Cumhuriyeti'nin vitrinine bir vazo, bir saksı seçmenin gayreti içindeler." dedi.

 İşte Erdoğan'ın konuşmasından önemli satır başları;

2007'de cumhurbaşkanını seçeceğimiz zaman Özal'a kurulan şer cephesi bir kez daha kuruldu. Özal, Demirel, Sezer seçilirken 367 diye şart yoktu. Biz cumhurbaşkanı seçeceğimiz zaman haksız, hukuksuz şart çıkarttılar. CHP milli irade karşısında yalnız hareket etmemiştir. Ya darbecileri arkasına almış ya da darbecilerin arkasından gitmiştir. 2007 yılında CHP ve CHP zihniyeti tarafından önümüze çıkarılan engellere geçit vermedik. 27 Nisan bildirisini geldiği yere geri gönderdik.

Meclis'in hür iradesi ile cumhurbaşkanı seçmesini engelleyenler karşısında hodri meydan dedik seçimi öne aldık ve millete gittik. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi ve 2 dönem görev yapabilmesi için Anayasa değişikliği yaptık ve bunu TBMM'den geçirdik. Bugünkü takım o zaman karşımızdaydı. Ama halk bizim yanımızdaydı. 22 Temmuz seçiminin ardından Meclis toplandı ve Abdullah Bey'i seçtik. Son 12 yıl içinde hilelere, tuzaklara boyun eğmedik. Tehditlerin hiçbirine eyvallah demedik.

 Biz egemenlik milletindir dedik ve bunun gereğini yapma mücadelesinde olduk.CHP ve CHP zihniyeti halktan kopuktu ve tarihi boyunca böyleydi.

"TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN VİTRİNİNE SAKSI SEÇMENİN GAYRETİ İÇİNDELER"

CHP şu anda tıpkı tek parti dönemlerde olduğu gibi millete itibar etmiyor. Milletin iyi bir seçim yapabileceğine inanmıyor. 1989'da Özal'ın cumhurbaşkanı olmasına, 2007'de bizim cumhurbaşkanımızı seçmemize karşı çıktılar. Şimdi de siyaset üstü, siyasetin dışından bir cumhurbaşkanı seçmek için adeta cumhurbaşkanı değil, Türkiye Cumhuriyeti'nin vitrinine bir vazo, bir saksı seçmenin gayreti içindeler.

Bir cumhurbaşkanı tarafsız olabilir mi?İsmet İnönü tarafsız mıydı? Adayları tehdit ederek kendisini cumhurbaşkanı seçtiren Cemal Gürsel mi tarafsız mı? Kenan Evren mi tarafsızdır? Demirel, Ahmet Necdet Sezer tarafsız mıydı? Hepsinin siyaseti vardır.

“TARAFSIZ OLMAYACAĞIM”

Eğer bu kardeşiniz seçilirse tarafsız cumhurbaşkanı olmayacak. İki taraf var, bir millet; iki devlet. Milletin tarafında olan bir cumhurbaşkanı olacak. Türkiye'nin ihtiyacı olan da budur. Demokrasimizin ihtiyacı olan da budur.

CHP ve MHP yapılan her reform sırasında milleti korkutmuşlardır. Şuanda da bir yetki karmaşasının olacağı, devletin işleyişinde aksaklık olacağı propagandası yapıyor.

Bir devletin vitrinine saksı, vazo seçmiyoruz. Biz hayatımızı millete hizmete adadık. Milletin hizmetkarı olmaya devam edeceğiz. MHP’ye gönül vermiş seçmen kardeşlerime bir husus hatırlatmak istiyorum. MHP bu genel başkan ile tarihinin en kötü dönemlerini yaşadı ve yaşıyor.

"ÜLKÜCÜ CAMİA İÇİNDE CUMHURBAŞKANI ADAYI YOK MUYDU?"

Ülkücü camia içinde cumhurbaşkanı adayı olacak kimse yok muydu? Devlet Bahçeli o kadar sıfat saydıktan sonra neden kendisi çıkıp aday olmadı. O saydığı sıfatlara en layık olan kendisiydi. Kaybedersiniz ama izzetinizle kaybedersiniz. MHP ve CHP Pensilvanya’nın peşine takılarak seçimi kaybetmeyi ve izzetini kaybetmeyi göze aldılar. Belki kazanamayacaklardı ama izzetleri ile kaybetmiş olacaklardı.