Açık oylamada, 439 oy kullanıldı. Güven oylamasına 306 kabul, 133 ret oyu kullanıldı. Oylama sonucunda Başbakan Davutoğlu tarafından kurulan Bakanlar Kurulu'na TBMM güven oyu verdi. 

TBMM Genel Kurulu 62'nci hükümet hakkında güven oylaması için TBMM Başkanvekili yönetiminde saat 12.00'da açıldı. Oylamanın açık oylama ile yapılması oylandı. Bakanlar Kurulu sırasında oturan Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun parmak iziyle elektronik oylama sistemine giremedi. Bunun üzerine Başbakan yardımcısı Bülent Arınç'tan yardım istedi. Yine girilemeyince kavaslardan pusula istendi. Aynı şekilde açık oylama oyu ile güven oylaması oyu Davutoğlu ile bir çok milletvekili sisteme giremeyince pusula ile oy kullanarak başkanlık divanına oylarını yolladı. 

Oy sayımının ardından TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, oy oranlarını açıkladı. Yakut, 439 oy kullanıldığını, bunun 306'sının kabul, 133'ünün ret olduğunu belirterek, hükümetin güven oyu aldığın duyurdu. 

Oylamanın sonucunun açıklanmasının ardından Başbakan Ahmet Davutoğlu, teşekkür konuşması yapmak için kürsüye çıktı. Davutoğlu, “62'nci Türkiye Cumhuriyeti hükümetine göstermiş olduğunuz teveccüh ve vermiş olduğunuz güven oyu için şahsım ve bakan arkadaşlarım adına minnetlerimi, teşekkürlerimi sunuyorum" dedi.

Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tarih olağan üstü bir hızla akıyor. Büyük ülkeler, büyük düşünen ülkeler bu hızın dinamiğini anlamak o dinamiğe göre ulusal politikalar geliştirmekle hükümlüdürler. Temelde 62'nci hükümetimizin felsefesi ve yaklaşımı bu tarihi akışı doğru okumak, kendi tarihimizden aldığımız dinamikleri bir gelecek vizyonu ile birleştirerek önümüzdeki dönemde özellikle cumhuriyetimizin 100'nci yılında ülkemizi küresel bir güç haline getirmektir. Burada temel dayanağımız siyasal anlamda demokratikleşmeyi daha da derinleştirerek millet devlet birlikteliğini sağlamak. 



Ekonomik alanda sürdürülebilir insani kalkınmayı tahkim ederek ülkemizin ekonomik kapasitesini yükseltmek, stratejik alanda milli kapasitemize dayalı savunma sanayi politikalarıyla da bütünleşmiş yeni bir güvenlik anlayışıyla aktif ve etkin dış politikayı ülkemizin uluslararası itibarının temeli kılmaktır. Sizlerden aldığımız destekle gece gündüz çalışmaya aziz meclisimiz ve milletimiz önünde söz veriyoruz.

Büyük bir azimle çalışmaya devam edeceğiz. Bu çerçevede önümüzdeki dönemde yüce meclisimizin bünyesinde bütün partiler, hem iktidar olarak bizler, muhalefet partilerimizin aktif olarak bu sürece katılmalarını, muhalefet partilerimizden gelecek her türlü olumlu katkıyı, eleştiriyi göz önüne alarak onlarla birlikte hep beraber Türkiye'nin geleceğini inşa etme yönündeki kararlılığımızı bu vesileyle ifade etmek istiyorum. Ülkemizin geleceği hepimizin ortak geleceğidir, ortak kaderidir.


Bu kader konusunda hangi vatandaşımız olursa olsun, siyasal kimliği, etnik veya mezhebini göz önüne almaksızın katkılarını değerlendirmeyi bir borç olarak telaki ederiz. Önümüzdeki dönem inşallah bu yüce meclis çatısı altında, ortak iradenin, ortak vicdanın, ortak aklın teşekkül ettiği bir döneme birlikte imza atarız."

Teşekkür konuşmasının ardından Başbakan Ahmet Davutoğlu, parti gruplarının yanına gitti. Davutoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile AK Parti, CHP ve HDP grup başkanvekilleri ile stenograflar, TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, katip üyeleri ile de tokalaştı. Davutoğlu, daha sonra kendisini tebrik eden Ak Parti milletvekilleri ile tokalaştı. 

TBMM Genel Kurulu, kanun tasarı görüşmeleri için 8 Eylül saat 14.00'da toplanmak üzere kapandı.


AK PARTİ GRUBUNA TEŞEKKÜR YEMEĞİ 

62. Hükümetin güvenoyu almasının ardından AK Parti grubuna verdiği teşekkür yemeğinde, Davutoğlu, güvenoyunun hayırlı olması temennisinde bulundu. Başbakan Davutoğlu: "Tarihin bu çetrefil döneminde hiçbir omuz böyle bir sorumluluk karşısında yeterince güçlü değildir. Yeter ki o omuzu sağından ve solundan destekleyen başka omuzlar olmuş olsun.

Eğer başka omuzlar varsa ve omuzlar bir saf halinde, araya hiçbir fitneyi sokmayacak şekilde yan yana gelmişse, işte o zaman her omuz o yükü kaldıracak gücü kendinde bulur. Eminim bundan 10, 20, 50 sene sonra Türk siyasi hayatını yazanlar, belki de en kritik dönemi bu 15 gün içinde yaşananlar olarak zikredecekler. Çünkü çok büyük başarılara imza atmış bir kadronun, ortak akıl, vicdan ve ahlakının tarih sahnesine çıktığı bir 15 gün yaşadık" dedi.