Toplumun büyük bir kısmında gördüğümüz bel fıtığı şikayetleri çoğu zaman bacaklar ve beldeki şiddetli ağrılarla hastaların yaşam kalitesini ciddi ölçüde etkiliyor. Medikaltedavilerin ve egzersiz programlarının işe yaramadığı durumlarda önerilen cerrahi müdahalelerin de başarısız olması durumunda hasta şikayetlerinden kurtulamazken zaman zaman daha da kötüleştiği görülüyor. Başarısız bel cerrahisi olarak literatürde yer alan bu durumun nedenlerini ve dikkat edilmesi gerekenleri Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahı Doç. Dr. Cahide Topsakal anlattı.

Başarısız bel cerrahisini genellikle bel fıtığı ameliyatından sonra hastanın şikayetlerinin yeterli süre geçmesine rağmen toparlamaması, hatta kötüleşmesi olarak tanımlayan Doç. Dr. Cahide Topsakal,”Bazen de bel kayması, dar kanal ameliyatı,omurgaya vida rod sistemitakma operasyonundan sonra da başarısız bel cerrahisine rastlayabiliyoruz. İyi ellerde bu oran yüzde 3 ila 5 arasındadır.”Dedi.

Birden fazla fıtık veya ilave patoloji varsa hata oranı yükseliyor.

Fıtık şikayeti ile uzmana başvuran kişilerin ameliyat süreci ile ilgili bilmesi gereken önemli detaylar olduğunun altını çizen Cahide Topsakal, operasyon öncesi ve sonrası sorulmasıgereken soruları ve cevaplarını paylaştı. Topsakal şöyle devam etti,”Bu hastaları incelediğimizde bir çoğunda sebep olarak bel fıtığı ameliyatında disk mesafesinin iyi temizlenmemesi nedeni ile nüks fıtıklar görüyoruz. Nüks fıtık, fıtığın yeniden oluşması değil, mevcut kalan disk materyelinin derin planlardan yüzeye çıkarak sinir köküne tekrar basması ve benzer bulguları tekrar vermesidir. Bazıdurumlarda da hastada zaten birden fazla fıtık olduğunu görüyoruz. Bunların hepsi bir miktar ağrıya katkıda bulunmaktadır. Cerrah sadece en sorunlu fıtığı alır, diğerleri hakkında iyi bilgi vermezse hasta iyi bir ameliyat geçirmediğini düşünecektir. Bazen de fıtıkla beraber bir dar kanal söz konusu olabilir. Dar kanal, yukardan aşağı içinde omuriliği barındıran kemik kanalın çepeçevre (ya da sadece sinir köklerin yanlardan çıktığı oluklarda) daralmasıdır, genellikle biraz yapıya biraz da kemik yaşlanmasına ve daha çok omurganın zorlanmasına bağlıdır. Eğer sadece bel fıtığı çıkartılıp, dar kanal için kemik kaldırma ve sonrasında rod vida ile tespiti ameliyatıyapılmazsa hastanın yine şikayetleri devam edecektir. Fıtık ya da dar kanal nedeniyle aşırı kemik kaldırmalarda rod vida uygulaması, yeni dar kanal ve omurgada kayma gelişmesini önlemek için kesinlikle gereklidir. Bazı durumlarda da bel fıtığı ameliyatı başarılı olsa da sonraki dönemlerde artık yük bir üst ya da bir alt mesafeye eskisinden daha fazla bineceğinden travmalar, ağır kaldırmalar ve kilo almalarda ya da o seviyelerde ters hareketlerle aşırıyüklenmeler nedeni ile yeni fıtıklar veya sonradan gelişen dar kanal oluşabilir. Bulgular çok benzer olacağından hasta bunu yine başarısız bir ameliyat olarak yorumlayabilir, hatta başka doktora gidebilir. Bazen de bel fıtığı ile beraber hastada eşlik eden hafif dereceli bel kayması olur, eğer ameliyattan önce hasta aydınlatılmazsa hasta kesinlikle ameliyat sonrası mutlu olmayacaktır, çünkü ağrının bir kısmı zaten bel kaymasınabağlıdır. Öyleysehangisinin ne oranda ağrıya katkıda bulunduğu iyi tespit edilmeli ve hastaya bilgi verilmelidir. Bazen de fıtık ameliyatından sonra yeni bel kaymasıoluşmaktadır, fıtık ameliyatında fazla kemik kaldırmak bazen kaymaya zemin hazırlar. Bunu önlemek için fazla kemik kaldırmamalı, hasta ameliyat öncesi iyi değerlendirilmeli, o mesafede zaten sağlam olmayan hareketli bir segment varsa, fıtık ameliyatı ile beraber omurgaya kaymayı önlemek için platin takmak gerekmektedir. Ya da bazen ameliyat sonrası ameliyat sahasında yapışık doku gelişmektedir, bu herkesde ameliyat sonrası bir miktar zaten normal şartlarda gelişmektedir ancak patolojik düzeylere varırsa sinir kökünü ve omuriliği sarar, ve sinirin yatağında itilmesi ve çekilmesi nedeni ile aynı bel fıtığı bulguları verebilir. Bu yapışık doku biraz bünyeye bağlı, biraz da kullanılan cerrahi tekniğe bağlı olarak gelişir ve kimde olacağı önceden kestirilemez. Eskiden bunlar ameliyat edilmezdi, çünkü vücut eskisinden daha fazla yapışık dokuyu yerine yığar diye bilinirdi, ama son zamanlarda artık bunları çok büyük oranda mikrocerrahi teknikle temizleyebilmekteyiz, sonrasında hasta ciddi oranda rahatlamaktadır. Cerrahisi çok incelik, sabır ve beceri istediği için ancak revizyon cerrahisi tecrübesi olan ve bu konuya emek vermiş bir cerrah tarafından yapılmalıdır. Sonuçta hastanın doktorla dialoğu iyi olduğu sürece bu sıkıntıların bir çoğunun önüne geçilebilir. Elbette başarısızlığı en alt seviyeye indirmekte doktorun tecrübesi her şeyden çok önemlidir.”