Arınç seçim çalışmaları kapsamında Bursa'da Güldeste Özkevser Vakfı’nı ziyaret etti. Burada gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplandıran Arınç, “Siyasette üslup oldukça sertleşti?” şeklinde ki bir hatırlatma üzerine önce; “Genel soruyorsun, kim ne konuştu, kim ne kadar sertleşti bende ona göre cevap vereyim. Kim ne demiş, ne yapmış nasıl sertleşmiş? Her halde beni kastetmiyorsun, ben yumuşak huyla insanım” karşılığını verdi.

Ardından şunları aktardı: “Arkadaşlar ‘üslubu beyan aynıyla insandır’. derler. Tabi seçim meydanları kitleleri coşturmaya, istikametlerini kesinleştirmeye, kararlılıklarının artırmaya yönelik konuşmaların yapıldığı yerlerdir. Burada coşku olur, burada heyecan olur, biraz eleştiri polemik, birazda öfke olur. Her şeyin azı karardır, çoğu zarardır.

Üsluplarımız en ağır eleştiriyi yapabilecek kadar olabilmeli, ama hiçbir zaman hakarete, küçültücü olmaya ve insanları aşağılamaya ve onlarla alay etmeye yönelmemelidir. Çünkü bu kadar aşırı sertlik, veya aşırı konuşma hakaret, yönlendirme, tahrik etme olursa bu sadece liderler ve siyasetçiler arasında kalmaz, sokağa da yansır vatandaşlara da yansır. Türkiye şimdi böyle bir cinnetin içinde maalesef. Tartışma yok artık; eline levyeyi alan kafaya indiriyor, eline bıçağı alan saldırıyor, eline tabancayı geçiren, pompalıyı alan birbirinin üzerine boşaltıyor.

Bu bir cinnet halidir. Ben bir siyasetçi olarak vardığım sonuç nerede kavga varsa o kavga ora ile sınırlı kalmıyor ve toplumda insanlar etkileniyorlar ve maalesef istem dışı, irade dışı hareketlere yönelebiliyorlar. Daha on gün evvel canımız kardeşimiz Cüneyt Yıldız’ı kaybettik.

Yani inanınız adlı tıpa gönderilse bazı insanların şuurlarını kaybettikleri ortaya çıkar, Yumuşatmaya mecburuz, insanların hem davranışları, hem üslupları, hem özel hayatları mutedil olmalıdır. Mutedil olacağız, sadece siyasetçiler değil, siyasetçiler ipin ucunu çoğu zaman kaçırabiliyor.”