Afrika Boynuzu gezisi dönüşü Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la uzun bir sohbet imkanı bulduk. Afrika gezisinden Mogadişu saldırısına, Suudi Kralı’nın ölümü için yas ilan edilmesinden paralel yapıyla mücadeleye, başkanlık sisteminden, Meclis’teki Yüce Divan oylamasına kadar uzanan bir yelpazede gazeteciler olarak sorduğumuz sorulara yanıtlar aldık.

Afrika Boynuzu turunun etkileyici bir gezi olduğuna hiç şüphe yoktu. Türkiye’nin Afrika açılımının sonuçları, Afrika’nın sefaleti karşısında Türkiye’nin ve diğerlerinin duruşu ve Türkiye’nin imajı 4 günlük gezide pek çok açıdan gözler önüne serildi. Özellikle Somali’de sefalet iç acıtırken, Türkiye’nin yardım çabası ve bunun somut sonuçları da gerçekten ikna edici ve dikkat çekiciydi. Bunları yarınki köşe yazısına bırakarak, sözü Tayyip Erdoğan’a bırakılım. İşte Cumhurbaşkanı’nın gezi ve ülke gündemi hakkında görüş ve yorumları:

AFRİKA ÜLKELERİNİ ÜÇ-BEŞ TERÖRİSTE BIRAKMAYIZ
Siz Mogadişu’ya gitmeden önce bir bombalı saldırı oldu… Burada üçüncü bir devletten bahsediliyor…
Bizim bu gidişimize yönelik böyle bir eylemin önceden tasarlanmış olması veya yapılmış olması tahminlerimin dışında bir şey. Ben ülkemde terörün en yoğun olduğu zamanlarda ülkenin her yerine gittik. Bu gidişleri sürdürdük, yine sürdüreceğiz. Bu insanlar da bizim, üç beş teröristten dolayı oraları bırakacak değiliz. İnanıyorum ki bir gün hepsi doğruyu görecekler.

Mogadişu’daki size yönelik. Neden böyle bir örgüt sizi hedef alıyor?
O şekilde düşünmek istemiyorum. Velev ki öyle bir düşünce varsa, bunun insani, vicdani, İslami bakış açısıyla ilgisi yok. Biz niçin gidiyoruz Somali’ye? Somali halkına verdiğimiz hizmetlerin açılışlarını yapmak üzere gidiyoruz. Bundan sonra da yapacağımız yatırımların müjdesini vermek için gidiyoruz. Eğer bu insanlar Somali’yi seviyorsa, Somali halkını seviyorsa, bizim gelişimize tam aksine çok daha olumlu yaklaşmaları lazım.

Bizim buradaki tavrımız, buradaki duruşumuz inanıyorum ki hem Somali halkına hem de onlara ciddi birer mesaj olmuştur. Sokak aralarını filan gördüyseniz, ister istemez Somali yönetimi de çok ciddi tedbirler aldı. Cumhurbaşkanı da onu söylüyor; ‘Ben böyle bir sorumluluğu taşıyamam. Bundan dolayı alınması gereken tedbirleri en ciddi şekilde aldık. Yoksa şu anda 1 milyon insan sokaklara dökülür, hastaneye kadar sizinle beraber yürürdü. Burada size karşı böylesine büyük muhabbet var’ diyor.

GEREĞİ NEYSE YAPILACAK
Etiyopya’da ‘Paralel Yapı’nın buradaki okulları kapatılsın, okulları Milli Eğitim açacak..’ dediniz. Bu konuda dünya çapında nasıl gelişmeler var?
Konu ile ilgili, biliyorsunuz her gittiğimiz yerde devlet başkanları ile ben görüşüyorum, görüşmeye de devam edeceğim. Kalkıp kendi ülkesinin hükümetini, o ülkelerin hükümetlerine veya parlamenterlerine olumsuz şekilde şikayet eden anlayışa karşı biz gereği neyse yapacağız. Somali’de de aynı görüşmeleri yaptık. Buradan da olumlu neticeler aldım. Etiyopya’dan da olumlu netice aldık. Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığımızın çalışmaları zaten devam ediyor. İstiyoruz ki, buradaki eğitim öğretim sistemleri bizim milli eğitim bakanlığımız tarafından yürütülsün, burada aksamalar olmasın ama bunlar da buraları bu tür girişimlerle kirletmesin.

MİLLETİN KARARI ESAS ALINIR
Selahattin Demirtaş’ın “baraj nedeni ile “Meclis’e giremezsek çözüm süreci için iyi olmaz, gerisini devlet düşünsün” diyor, bu konuda konuda düşünceleriniz neler?

Bir siyasi partinin eş başkanı durumunda olan bir kişinin bu tür bir açıklama yapmasının hiçbir siyasi edebe sığması mümkün değildir. Böyle bir yaklaşım tarzı olamaz. Cözüm sürecinin akamete uğrayıp uğramamasının kararını sen mi vereceksin! Çözüm sürecinin akamete uğrayıp uğramayacağının kararını millet verecektir. Eğer seni yüzde 10’un altında bırakacaksa millet ne demiştir; “Çözüm sürecinden memnunuz, siz yolunuza aynı kararlılıkla devam edin.” Ben bu sonuçtan bunu anlarım.

HDP seçime parti olarak girer, barajı aşamazsa siyasi muhatap olma imkanını kaybetmiş olur mu?
Parlamento’da olduğu zaman siyasette muhatap olmak başkadır, Parlamento dışında olduğu zaman muhatap olmak başkadır. Hükümet STK’larla görüşmeler yapıyor değil mi? Onların da varsa bir STK’sı, istediği zaman davet edip görüşebilir. Hiçbir zaman da kalkıp “Biz Parlamento dışındayız ama istediğimiz zaman yine masada oluruz” diye bir şart da koşamazlar. Çünkü STK’ların yapısında bu olamaz, STK’ların kanaatlerinden istifade etme hakkı hükümete aittir. Gerektiğinde bu görüşmeleri yapabilir.