Kars Devlet Hastanesi Başhekimi Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Yunus Yılmaz, özellikle anneleri endişeye sürükleyen bu durum karşısında ebeveynlerin bilgi sahibi olması gerektiğini söyledi. Ortalama vücut ısısının 37 derece olduğunu ifade eden Yılmaz, "Anne ve babalar ateş konusunda çok endişeli davranıyorlar. Eğer çocuğunuzun vücut ısısı, makattan 38 derecenin üzerinde, kulaktan 37,7 derecenin, koltukaltından 37,2 derecenin üzerinde ise ateşli kabul edilebilir. Tedavi konusunda aileler tarafında çok fazla doğru bilinen yanlış uygulama yapılmaktadır." dedi.
Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Yılmaz, ailelerin kendilerinde telaş uyandıran bu durumla sık sık karşı karşıya geldiklerini söyledi. Bu durumun genel itibariyle enfeksiyon hastalıklarının sıklıkla bağışıklık sistemi olgunlaşmasını henüz tamamlamamış olan 3 yaşın altındaki bebek ve çocuklarda görüldüğünü belirtti. Yılmaz, bu açıdan anne ve babaların ateşin nasıl oluştuğu, nasıl ölçülüp değerlendirildiği, ateşe neden olan ciddi bakteri enfeksiyonlarının belirti ve bulgularının neler olduğu, ne zaman ve nasıl tedavi edilmesi gerektiği konularında bilgi sahibi olmalarının önem arz ettiğinin altını çizdi.
Ateşlenmenin, vücudun farklı virüs, bakteri ve diğer mikroorganizmaları tanımlama ve onlarla savaşın nedeni olduğunu aktaran Yılmaz, "Çocuklar hayatlarının ilk 6-7 yılında çok sık viral enfeksiyona bağlı ateşli hastalık geçirebilir. Ateşten şüphelenildiğinde, çocuğun mutlaka vücut ısısı ölçülmelidir. Çocuğun alnına dokunularak hissedilen vücut ısısı güvenilir değildir. Termometreler kullanılarak gerçek vücut ısısı ölçülmelidir." dedi.
Bu çerçevede, 3 ay ve altındaki tüm bebeklerin mutlaka tıbbi değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Uzm. Dr. Yılmaz, "Susuzluğu engellemek için vücut sıvısını eksik bırakmamak gerekir. Yüksek ateş, özellikler küçük çocuklarda hızlı su kaybına sebep olarak dehidratasyon yaratabilir. Su, çorba, meyve suları verilebilecek iyi seçeneklerdir. Kafein içeren kola ve çay gibi içecekler, idrar söktürücü etkisinden dolayı su kaybına sebep olacağından, içirilmesi engellenmelidir. Yemek istemeyen çocuklar beslenmek için zorlanmamalıdır. Çocuğunuz ne yemek istiyorsa kabul edilebilir miktarlarda izin verilmelidir. Okula giden çocuklar ateş 24 saat yükselmeyinceye dek evde istirahat etmelidir. Alın, şakaklar, koltukaltı, kasıklar ve bacak arkalarına ıslak ve ılık kompres uygulanması, ateşi düşürmede oldukça etkili bir yöntemdir. Soğuk su ve alkol, ateşte daha fazla yükselmeye sebep olabilecek titreme yaratacağından, kullanılmamalıdır. Uygulanan kompresler sık sık değiştirilmelidir. Aşırı kıyafet giydirme, ateşin daha fazla yükselmesine neden olabileceğinden, çocukları çok az giydirmeli, uyuturken giysiler daha da azaltılmalıdır. Terletme yöntemi ile ateş düşürülemeyeceği gibi, daha fazla zarar verebileceği unutulmamalıdır. 38,9 dereceden daha düşük vücut ısısına sahip ateşli çocukların çoğunda; eğer çocuğun genel durumu iyi ise ilaç ihtiyacı olmayabilir. 38,9 derece üzerinde ateşli ise asetaminofen veya ibuprofen içeren ateş düşürücüler, çocuğunuzun yaşı ve kilosuna göre verilebilir. Çocuğunuzun yaş ve kilosuna göre önerilen dozu bilmiyor iseniz, doktorunuza danışmalısınız. Reye sendromu olarak bilinen ani karaciğer ve beyin hasarı ile seyreden hastalığa neden olduğu için 12 yaş ve altındaki çocuklarda aspirin, ateş düşürücü olarak önerilmemektedir." şeklinde konuştu.
AİLE HEKİMİNİZİ NE ZAMAN ARAMALISINIZ?
Uzm. Dr. Yılmaz, aile hekimini aramak için anne ve babayı harekete geçirecek ateşin ise çocuğun yaşına, mevcut olan hastalığına ve ateşle beraber eşlik eden diğer bulguların varlığına göre değişiklik gösterdiğini ifade ederek, şöyle konuştu: "Bu açıdan çocuğunuzun durumu hakkında yorum yapmakta zorluk çektiğinizde en iyi yöntemin, doktorunuza danışmak olduğu unutmayın. Ancak bazı durumlarda hiç vakit kaybetmeden doktoru aramak gerekiyor. Bu durumlar, 3 ay veya daha küçük bebeğinizin ateşi makattan 38 derece ve üzerinde ise 3-6 aylık bebekte 38,3 derece ve üzeri olan ateşte, 6 aydan büyük bebekte 40 derece ateş ölçülüyorsa. Ateşle beraber çocuğunuzda susturulamayan sürekli ağlama, ateş düşmesine rağmen huzursuzluğun devam etmesi, sürekli uyuklama hali, bilinç bulanıklığı ve sayıklama, ateşle beraber vücutta kızarıklık bulguları varsa, bebekte susuzluk bulguları (ağlarken gözyaşı olmaması, bıngıldakta çöküklük, dudak ve ağız içi kuruluğu, idrar miktarında azalma gibi) mevcutsa, daha öncesinde veya ateşli iken havale geçirmiş ise 72 saatten daha uzun süre ateşi devam ediyor ise ateşle beraber öksürük, kulak ağrısı, boğaz ağrısı, ense sertliği, sık idrara çıkma, idrar renginde değişiklik, karın ağrısı, kusma, ishal, eklemlerde kızarıklık, eklem hareketlerinde kısıtlılık ve şişme mevcut ise doktorunuzu mutlaka aramalısınız."