Schulz, Türkiye-AB Zirvesi'nin ardından düzenlediği basın toplantısında, Brüksel’deki zirvede ele alınan konuları ve Avrupa Parlamentosu’nun görüşlerini değerlendirdi.

Türkiye’nin AB müzakerelerinin canlandırılmasını desteklediklerini belirten Schulz, “Türk hükümetinin istediği gibi yeni müzakere başlıklarının açılması, insan hakları, medya özgürlüğünü ele almamız için, Zaman gazetesi örneğinde olduğu gibi son dönemdeki bazı olayları, Güneydoğu’daki durumu ele almamız için de bir fırsat oluşturuyor” dedi.

Schulz, AB-Türkiye eylem planında öngörülen adımların bir an önce yaşama geçirilmesini desteklediklerini vurgularken, “Eylem planı oldukça iddialı ancak uygulanamaz değil” ifadesini kullandı.

Avrupa Parlamentosu olarak, sığınmacı krizinin çözümü kapsamındaki işbirliği ile Türkiye’nin AB üyelik süreci konularının birbirinden ayrılması gerektiğini düşündüklerini kaydeden Schulz, “Türkiye’nin AB’ye üyelik müzakere süreci ve yeni başlıkların açılmasıyla ilgili tüm konular, sığınmacı krizinden ayrı tutulmalı” görüşünü savundu.

AB-Türkiye eylem planı kapsamındaki vize serbestisi konusuna da değinen Schulz, bu alanda koşulların karşılanmasının önemli olduğunu, kendilerinin de parlamentodaki yasal süreçleri hızlandırmaya hazır olduklarını kaydetti.
AB-Türkiye Zirvesi'nde Türk tarafının gündeme getirdiği yeni öneriler hakkında da kısaca bilgi veren Schulz, “Sığınmacı krizinin çözümü konusunda Türkiye çok ilginç önerilerde bulundu” dedi.

Schulz önerilerin çeşitli unsurlar içerdiğini, bunlar arasında Türkiye’deki Suriyeli sığınmacıların ihtiyaçlarının karşılanması, sığınmacı çocukların eğitimi gibi alanlarda kullanılmak üzere, 3 milyar avroluk ek yardım talebinin de bulunduğunu kaydetti.

Bu konuda görüşmelerin sürdüğünü belirten Schulz, üye devletlerin ek bir yardıma karar vermesi durumunda Avrupa Parlamentosu’nun da kendi karar süreçlerini hızlandırmaya çaba göstereceğini vurguladı.