Kadir İnanır,hükümetin çözüm sürecinin kamuoyundaki algısına katkı için oluşturduğu Akil İnsanlar Heyeti’nin en meşhur birkaç yüzünden biriydi kuşkusuz. Akdeniz Bölgesi heyetinin üyesi olarak çalışmalara katıldı. O günden pek çok hakarete, eleştiriye, hatta ölüm tehditlerine maruz kalsa da polemiklere girmekten kaçındı. Heyet işlevini tamamladı ama onun durmaya niyeti yok. Kendi ifadesiyle ‘barış elçisi’ olarak Türkiye’yi dolaşmayı sürdürmeye kararlı. 6-7 Ekim olaylarının ve sonrasında yaşanan sürecin HDP’yi yıpratmaya dönük bir provokasyon olduğunu düşünüyor. Türkiye’nin geleceğinin Iraklı ve Suriyeli Kürtlerle yapacağı ittifakta yattığına inanıyor ve şöyle açıklıyor;

"HDP’nin Cumhurbaşkanlığı seçiminde koyduğu performans alkış aldı bu ülkede. Peki ya bunu genel seçimlerde daha da yükseltirse nasıl olur? Bunu kırmak lazım. Bu ülkenin yetiştirdiği pırıl pırıl, umut veren tek bir siyasetçi var; Selahattin Demirtaş. O da ‘Gidin, kırın’ diye bir şey söylemedi. Üzüldüğünü de söyledi sonra. HDP seçimle gelmiş, çok genç bir siyasi parti. Elli yıllık partiler onlarca hata yaparken, HDP’ye bu kadar saldırmak vicdansızlıktır. Selahattin Demirtaş’a bütün Türkiye halkı sahip çıkmak zorunda. Öyle siyasetçi yetişmiyor, gerçekten yetişmiyor.

Nerede Doğu Perinçek’in adamları? Barış kaçınılmaz. Bugün tıkarsın, yarın önü yine açılır. Başka şansın yok. Ben şu anda hiçbir Kürt’ün ne Türkiye’den ayrılmak istediğini duydum ne de aklımın ucundan geçirecek bir sebep var. İstanbul’da yaşayan net 3 milyon Kürt Şu Boğaz’ı bırakıp da o dağlara gitmez. Bu insanlar diyor ki; ben de bu ülkenin vatandaşı olarak eşit hak istiyorum. Bizde durumu iyi olanlar o eşitliği istemiyor işte, mesele bu."

CHP KÜRTLERLE EL ELE VERMEK ZORUNDA
CHP hakkındaki düşünceleriyle sözlerine devam ediyor Kadir İnanır;

"CHP doğal yandaşı olması gereken 34 milyon aktif/pasif emekçiye kucak açıp sahip çıkmalıdır. İdeolojisinin ne olduğuna karar vermelidir. Sosyal demokrat ya da demokratik sol bir parti olacaksa emekçilere ve bunların ideolojik aydınlarına sahip çıkmalıdır. Bir sosyal demokrat, Türkiye’nin en yakıcı sorununun çözümü için oluşmuş ve bugüne kadar benzeri görülmemiş bir toplumsal iradenin karşısında yer almamalıdır. CHP son seçimlerden sonra gerçekleri gördü ve Kürt sorununa sahip çıkmaya başladı. CHP’nin belediyeleri eğer seçildikten sonra o bölge halkıyla sıcak diyaloğa girerse, genel seçimlere yansımasını görürsünüz. Şunu gayet iyi biliyorum ki Kürtler onlara her dönemde gittiler. Şimdi Kürtlerle el ele vermek zorundalar."