Kurtulmuş, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Toplantısı'nda yaptığı sunumda, 64. Hükümet'te basın yayın kuruluşlarından sorumlu başbakan yardımcısı olarak görev aldığını, bugüne kadar meslek kuruluşları başta olmak üzere yazılı, görsel ve sosyal medya kuruluşlarıyla yakın diyalog içinde, mesleki sorunların çözülmesi alanında çalışmaları başlattıklarını söyledi.

Gerek iktidar gerek muhalefet partilerinden temsilcilerin de sürece katkı vermesini istediklerini dile getiren Kurtulmuş, mevcut durumun daha ileriye götürülmesi için iş birliğine de hazır olduklarını kaydetti.

Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün, Türkiye Cumhuriyeti'nin en eski kurumlarından biri olduğuna işaret eden Kurtulmuş, kurumun, merkez teşkilatı, 17 il müdürlüğü, 39 basın müşavirliği ve ataşeliğinden oluşan yurt içi ve yurt dışı teşkilatlarında, kadrolu, sözleşmeli, geçici personel olmak üzere toplam 732 çalışanı bulunduğunu bildirdi.

Bu kurumun insan kaynaklarının kalitesinin artırılması için çalışmaların yürütüldüğünü ve teknik yenilenmenin sağladığı tüm imkanların kullanıldığını belirten Kurtulmuş, uluslararası medyanın da tam zamanlı izlendiğini ifade etti.

Genel Müdürlük bünyesinde oluşturulan Devlet Enformasyon Sistemi'nde (DES) yaklaşık 37 dilde günlük 150 haberin çevirisinin yapıldığını, hazırlanan bilgi ve değerlendirmelerin devlet üst makamlarına sunulduğunu dile getiren Kurtulmuş, Türkiye'yi doğrudan ilgilendiren haberlerin yanı sıra dolaylı ilgilendiren haberlerle 2015'te 47 bin 971 haberin DES içinde yer aldığını vurguladı.

Kurtulmuş, DES kapsamında, önde gelen yayın kuruluşlarından günlük olarak, Türkçe yayın yapan 4 önemli radyo ile 40 yabancı televizyon kanalının yayınlarının kaydedilip deşifre edildiğini, 1 yerli, 38 uluslararası haber ajansının sürekli izlendiğini, 400 internet haber sitesi ile 92 ülkeden bin 700'ü aşkın gazetenin ilk baskılarının takip edildiğini anlattı.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, ayrıca ülkenin uluslararası medyada iyi takip edilebilmesi ve Türkiye algısının olumlu sürdürülebilmesini sağlamak amacıyla devlet yetkililerinin açıklama ve değerlendirmelerinin izlendiğini, bunların 5 dilde tercüme edilerek, uluslararası kurumlar ile internet sitelerinin kullanımına açıldığını ifade etti.

Kurumun, Türkiye'nin uluslararası medya kuruluşları tarafından yakından takip edilmesini sağlamak için yaptığı çalışmalara değinen Kurtulmuş, sadece ocak-aralık 2015 döneminde 2 bin 187 uluslararası basın mensubunun Türkiye'de mesleki çalışmalarda bulunduğunu, ayrıca 168 basın mensubunun ülkeye davet edildiğini söyledi.

Türkiye'nin 2015'te ev sahipliği yaptığı G-20'nin Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'ne 2 bin 483 ulusal ve uluslararası medya mensubunun akreditasyon işlemlerinin gerçekleştirildiğini ve dünya standartlarında medya hizmetinin verildiğini vurgulayan Kurtulmuş, Çanakkale Savaşları'nın 100. yılı etkinlikleri kapsamında da çok sayıda basın mensubunun Türkiye gelmesi ve çalışmasının sağlandığını bildirdi.

Bölgesel ve uluslararası sorunlara ortak çözümler geliştirilmesi bakımından, Genel Müdürlük bünyesinde birtakım uluslararası faaliyetlere öncülük edildiğine dikkati çeken Kurtulmuş, bu bağlamda Ankara'da 2010'da "Türk Dili Konuşan Ülkeler Medya Forumu" başlığıyla başlatılan etkinliğin, Bakü, Bişkek ve Girne'de 4 kez tekrarlandığını, Türk dünyasından 20'ye yakın ülke ve topluluk temsilcilerinin katılımıyla platform oluşturularak kurumsal yapı kazandırıldığını dile getirdi.

Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün, genel sekreterliğini yürüttüğü, TÜRKMEP ile TÜRK KENEŞİ, TÜRKSOY ve TÜRKPA başta olmak üzere uluslararası kuruluşlarla iş birliği halinde olduğunu belirten Kurtulmuş, Bunun yanı sıra Balkan Ülkeleri Medya Forumu, Türk-Arap Medya Forumu, Uluslararası Kadın ve Medya Sempozyumu, Türkiye-Afrika Medya Forumu, Hukuk ve Medya Bağlamında Uluslararası İslamofobi Konferansı, Avrupa Medya Buluşmaları, 600. Yılında Türkiye-Polonya İlişkileri Sempozyumu ile Çocuk ve Medya Kongresi gibi faaliyetler de bu çerçevede Genel Müdürlüğümüzün düzenlediği uluslararası ve bölgesel faaliyetlerden sadece bir kısmıdır" dedi.

Kurtulmuş, Türkiye'nin, Türk Medya Eğitim Programı vasıtasıyla üçüncü çalışmasını 17-30 Ağustos 2015 arasında yaptığını, dünyanın çeşitli ülkelerinden genç gazetecilerin ülkeye getirilerek önemli bir mesleki programa imza atıldığını kaydetti.

Yerel medyanın sorunları ve çözüm önerileri konusunda yapılan çalışmalara da değinen Kurtulmuş, bu kapsamda "Yerel ve Bölgesel Medya Buluşmaları" düzenlendiğini, bunlardan üçünün, 2015'te "Suriye ve İnsani Diplomasi" başlığıyla yerel medya mensuplarının katılımıyla gerçekleştirildiğini söyledi.

Öte yandan, "Anadolu Basınını Özendirme Yarışmaları" ve "Genç İletişimciler Buluşmaları"nın tertiplendiğini dile getiren Kurtulmuş, üniversitelerin, özellikle TRT Genel Müdürlüğü ve Anadolu Ajansının da katıldığı bu buluşmalarda genç iletişimcilere ciddi katkı sunulduğunu ifade etti.

Kurtulmuş, RTÜK ile paydaşlık ilişkisi çerçevesinde, Türk cumhuriyetleri ile Türk ve akraba topluluklardan gelen öğrencilere de birtakım çalıştaylar vasıtasıyla ev sahipliği yapıldığını anlattı.

Gazeteciliğin en önemli sorunlarından birisi Basın İş Kanunu.


Gazetecilik mesleğinin en önemli sorunlarından birisinin de Basın İş Kanunu olduğuna işaret eden Kurtulmuş, şu ifadeleri kullandı:

Basın İş Kanunu'nun, ülkemizin gelmiş olduğu standartlara yakışır seviyeye getirilmesi için Genel Müdürlük, çeşitli meslek kuruluşlarıyla birtakım çalışmalar ve çalıştaylar düzenlemiştir. Bunların ilki 25 Eylül 2014 tarihinde Ankara'da gerçekleştirildi.

Arkasından yine 6-7 Kasım'da Doğu Anadolu'da yer alan 15 ilden medya mensuplarıyla birlikte Erzurum'da gerçekleştirildi. Bu çalışmalarımızı Genel Müdürlük titizlikle sürdürüyor ve inşallah ümit ederiz ki Türkiye'ye yakışır bir Basın İş Kanunu'nun çıkmasına vesile olurlar.

Basın kartının da en önemli meselelerden biri olduğunu dile getiren Kurtulmuş, kuruma, Basın Kartları Elektronik Başvuru Sistemi üzerinden bu çalışmaları online yürütecek hız ve işlerlik kazandırıldığını anlattı.

Kurtulmuş, 2015 sonu itibarıyla toplam 15 bin 276 kart sahibi bulunduğunu bildirerek, bu kart sahiplerinin, sarı basın kartı ve sürekli basın kartı gibi kategorilere ayrıldığını söyledi.

Numan Kurtulmuş, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün bütçesinin, personel giderleri 42 milyon 600 bin lira, SGK devlet primi giderleri 5 milyon 504 bin lira, mal ve hizmet alım giderleri 230 milyon 278 bin lira, cari transferleri 219 bin lira, sermaye giderleri 3 milyon 16 bin lira olmak üzere toplam 281 milyon 617 bin lira olarak öngörüldüğünü kaydetti.

Çok yoğun bir mücadele veriliyor

Plan ve Bütçe Komisyonu Toplantısı'nda milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtlayan Kurtulmuş, dünyanın her yerinde en iyi korunan yerlerde bile terör hadiselerinin meydana geldiğini belirtti.

Söz konusu olaylara ilişkin örnekler veren Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "En yüksek düzeyde istihbarat tedbirleri alsanız dahi, bu bariyelerleri aşan terör örgütleri, maalesef 20-25 sene öncesiyle kıyasladığınız zaman çok ciddi bir uluslararası kabiliyet ve kapasiteye ulaşmıştır" dedi.

Bugün Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da çok yoğun bir mücadele verildiğini, ülkenin birliğinin bütünlüğünün sağlanması, terör örgütünün tamamen etkisiz hale getirilmesi için 4 ana birim yüksek bir koordinasyon içerisinde haraket ettiğini dile getiren Kurtulmuş, "Ancak zaman zaman bu birimler içinde kontrölsüz bazı işler de oluyor.

Mesela, Silopi'de bir teröristlerin cenazesinin polislerden bir kısmı tarafından yerde sürüklenmesi tam manasıyla bir skandaldı. Bununla ilgili 4 emniyet görevlisi hakkında açığa alınma kararı verildi. Bir taraftan terör örgütü mensuplarıyla sivil vatandaşı ayırt etme konusunda azami gayret sarf ediliyor. Diğer taraftan da bu mücadelede hukuk içerisinde kalınması için azami gayret sarf ediliyor. Bu gayretlere rağmen kontrol dışı olan haraketler konsunda da ilgili birimler soruşturmalar açıyor" diye konuştu.

Türkiye'nin de içinde bulunduğu coğrafyada bir bölünme sürecenin yaşandığını, bu bölünmenin etnik ve mezhebi fay hatları üzerinden sürdürüldüğünü dile getiren Kurtulmuş, şunları kaydetti:

Maalesef bu bölünmeler üzerinden de hem bölge ülkelerinin bir kısmı hem de küresel güçlerin bir kısmı bu bölgede vekalet savaşı yürütüyor. Bu vekalet savaşlarına karşı Türkiye olarak çok uyanık olmak mecburiyetindeyiz. Daha fazla bölünmenin değil daha fazla entegrasyonun merkezi ve sözcüsü olmak durumundayız. Türkiye bu bölgede güçlü bir şekilde ayakta durmayı başarırsa ki hepimizin ortak sorumluluğu burası, biz bu bölgedeki fay hatlarının daha fazla kırılmalarına mani olabiliriz.

Türkiye, bu coğrafyanın kilit taşıdır. Terör örgütlerinin hepsinin 20 Temmuz'dan bu yana Türkiye'nin başına musallat olmasının temelinde de bu kilit taşının sökülerek bu coğrafyanın revaklarının darmadağın edilmesi vardır. Büyük resmi görmeden teröre karşı etkin bir pozisyon alamayız. Bunun için hepimize önemli sorumluluklar düşüyor.

Terörün bu kadar azmasının bir başka temel nedeni de küresel sistemin çözüm üretme kabiliyetini yitirmiş olması" ifadesini kullanan Kurtulmuş, "Ne Ukrayna ne Suriye'de sorun çözülebiliyor. Bizim medeniyet tecrübemiz bu sorunların çözümünde son derece faydalı olur" dedi.