Levent Gültekin'in bu bilgileri CNN Türk ekranlarında paylaşmasına tepki gösteren Yeni Akit'ten Ali İhsan Karahasanoğlu, "Bunlar Aydın Doğan’ın hesabına yazılıyor! Ben hatırlatayım da.. Yarın öbürsü gün; Aydın Doğan da, Erdoğan Demirören gibi Tayyip Erdoğan’a telefon açıp ağlarsa, “Kendin ettin, kendin ağladın” diyebilelim." dedi.

Dönemin Başbakanı Erdoğan'ın, medya patronu Erdoğan Demirören'i telefonda azarladığı ve Demirören'in de bu konuşmanın sonrasında ağladığı belirtilmişti.

İşte, Karahasanoğlu'nun o yazısı:

Bunlar Aydın Doğan’ın hesabına yazılıyor!

Ben hatırlatayım da..

Yarın öbürsü gün; Aydın Doğan da, Erdoğan Demirören gibi Tayyip Erdoğan’a telefon açıp ağlarsa, “Kendin ettin, kendin ağladın” diyebilelim.

Nedir konu?

Ahlaksızca bir yalan.

CNN’de hergelenin programında dile getiriliyor.

Doğu illerinden birinin en üst mülki amiri, hergelenin sırdaşına anlatmışmış..

“Bir ilin mülki amiri aradı. PKK artık defacto bir durum yapıyor. Mahkemeler kurmuş. Çadır kurmuş. Ardahan’da bir çadır kurmuş. 50-60 tane silahlı gerilla var. Şehirden minibüsle işadamları esnafı taşıyıp ‘Şu kadar haraç veriyorsun’ diyorlarmış. Bizim ildeki çok üst düzey bir mülki amire PKK’dan bir mahkeme kağıdı geldi. ‘Seni yargılamak üzere çağırıyoruz.’ ‘Peki siz ne yapıyorsunuz’ dedim. ‘Bize kesin talimat var hiçbir müdahale bulunmayacağız. Hiçbir hareket yapmayacağız.’”

Şimdi bu ülkenin Cumhurbaşkanı olacaksınız.

Bu ülkenin Başbakanı olacaksınız.

Bu ülkenin İçişleri Bakanı olacaksınız..

Bu sözlerin üzerine yatıp, uyuyacaksınız..

Bülent Ecevit olsa idi yatardı..

Mesut Yılmaz olsaydı yatardı..

Deniz Baykal olsaydı yatardı..

Süleyman Demirel olsaydı yatardı..

Ama..

Eminim Tayyip Erdoğan; bu iftiraları, bir kenara not etmiştir..


Büyük kirli oyunu görüyor musunuz? 

Tam da, Milliyet’te Namık Durukan’ın yaptığı gibi..

Erdoğan Demirören’i; dönemin Başbakanı ile telefonda konuşurken ağlatacak kadar önemli..

Utanmazlığa bakın..

PKK, mülki amire celp gönderiyormuş..

Mülki amir de “Bunlar için bir işlem yapmıyoruz, öyle emir var” diyormuş!

Altını çizerek söylüyorum..

Bu hayali olayın anlatıldığı o televizyon kanalı.. Bingöl’de üç emniyet mensubunu vuranların, 1.5 saat sonra bir araç içinde öldürülmesi sonrasında, “Yargısız infaz” diye devletin güvenlik güçlerini suçlamamış olsalardı..

Cumhurbaşkanı’nın, Başbakan’ın “Saldırganlar bulundu, gereği yapıldı” açıklamalarına eleştirel açıdan yaklaşmamış olsalardı..

Her şeye eyvallah diyecektim.

Ama. Bir yandan, “PKK istediğini yapıyor. Devletin güvenlik güçlerine emir var, PKK’lılara dokunulmuyor” propagandası yapıp..

Diğer taraftan da.

Emniyet mensubuna saldıran PKK’lılar araç içinde vurulduğunda, “Yargısız infaz” diyerek, PKK’lılara mavi boncuk dağıtıyor, olayları bilmeyen saf vatandaşlarımıza, Kürtlere haksızlık yapılıyor gibi bir izlenim vermeye çalışıyorsanız....

Kusura bakmayın..

O televizyon bir fitne yuvasıdır.

Ahlaksızlık yuvasıdır.


Kusura bakmasınlar ama.

Devlet yetkililerinde de çok büyük suç var..

Bu kişi, bir televizyon kanalında, “Bana mülki amir telefon etti” diyerek söze başlayıp, bir yalan uyduruyor ya.. 

Niye seyrediyor ki, devletin yetkilileri?..

Alırsınız bu arkadaşın cep telefonunu. Alırsınız sabit telefonunu.. Alırsınız çalıştığı şirketin tüm telefonlarını..

Arayanların tamamını çıkartırsınız..

Varsa o telefonları arayanların içinde bir mülki amir, çekersiniz hesaba “Hangi PKK militanı, hangi mülki amire celp çıkardı. Göster ulan şerefsiz” dersiniz..

Bununla da bitmez iş..

“Söyle şerefsiz, sana hangi devlet yetkilisi, suç işleyen PKK’lıya ‘Dokunmayacaksın’ dedi.. Hangi yetkili, devletin mülki amirine celp çıkartan teröriste ‘bir şey yapmama’nı söyledi..”

Diyerek, çekeceksin hesaba...

“Bak, Bingöl’de iki polisimizi şehit ettiler.. Nasıl anında görüntü yaptık.. Ama sizin işbirliği yaptığınız o TV kanalları, yine bizi suçladılar.. Sen mülki amir olarak, suç işleyeni seyrediyorsan, işlem yapmıyorsan, sorun sende demektir, şerefsiz” dersin..

Olur biter..

Eğer..

Hergelenin o sırdaşına..

Böyle bir telefon edilmediği halde.

Bu arkadaş bu senaryoyu kendisi uyduruyorsa..

O zaman da, onu çekersin hesaba..

“Senin, devletin yetkililerine iftira atmaya ne hakkın var?” der, sorarsın hesabını..

Sormuyorsan..

Kusura bakmayın..

Her şey, en tepedeki ismin sırtına biner..

“Aloo Fatih, ne yapıyorsunuz siz?” demek zorunda kalır..

“Aloo Erdoğan.. Ne yaptığınızın farkında mısınız siz?” demek zorunda kalır.. 


Eğer hukuk devleti isek..

Bir kanalın birkaç saatini zimmetine geçiren bir hergele ile sırdaşının, devletin itibarını sıfırlamasına seyirci kalınamaz...

Ülke insanlarını birbirine düşürecek..

Bir yandan teröristleri öven.. Onların mahkemeler kurup, mülki amirleri bile yargılayacak güçte olduklarını iddia ederek, örgüt propagandası yapan..

Bir yandan da, milliyetçi kesime, “Bak PKK’lılar devlet kurdular, ne duruyorsunuz” tahrikinde bulunanlara eyvallah edilemez..

Devlet, devletliğini yapmalıdır..

Kumpasçılara, meydan bırakmamalıdır!