Kılıçdaroğlu, zannediyorum ki kendi vasfını tarif etmiştir" diyen Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Türkiye'de siyasetin nasıl bir ahlak, edep, toplumun değerleri bakımından seviye kaybı içinde olduğunu göstermektedir. Bir ana muhalefet partisi liderinin konuşacağı bir üslup böyle olabilir mi? Nezaket ve görgü kuralları, devlet terbiyesi, siyasi ahlak bu toplumun ahlak yapısı böylesi bir konuşmaya hak verebilir mi? Türkiye'nin neresinde herhangi bir kişinin bu ülkenin saygın Cumhurbaşkanına diktatör bozuntusu hakaretini haklı görebilir.

Böyle bir şey olabilir mi? Bu ülkede diktatör olmadığını Sayın Kılıçdaroğlu ve onun gibi düşünenlerin varlığı çok açık ve net gösteriyor. Bu ülkede diktatörlük olmuş olsa Sayın Kılıçdaroğlu bu söylediği sözün bırak aynısını böyle bir sözü söyleyip söylememeyi kalbine, aklına dahi getirebilir mi? Türkiye'nin demokrat bir ülke olduğunu, sayın Cumhurbaşkanımızın demokrat bir kişiliğe sahip olduğunu en iyi şekilde bu millet görmekte, bilmekte ve her seçimde ona ve onun istikamet verdiği siyasete büyük destekler ortaya koymaktadır.

Maalesef çok büyük bir saygısızlıkla, çok büyük bir ahlaksızlıkla, çok büyük bir terbiyesizlikle sayın Cumhurbaşkanımız karşı karşıyadır. Bu millet böylesi bir ahlak, terbiye edep kaybı içerisinde olan liderleri hak etmediği gibi böylesi bir siyaseti de hak etmemektedir" dedi.

Cumhuriyet Halk Partisine oy veren, gönül veren vatandaşlara seslenen Adalet Bakanı Bozdağ, "Bu üslubu tasvip ediyor musunuz? Böylesi bir seviye, edep ahlak kaybı içerisinde olan yaklaşımı kimse onaylayabilir mi? Maalesef bir kongrede böylesi bir konuşmayı ana muhalefet partisinin lideri yapabiliyor.

Ondan sonra da kalkıyorlar Cumhurbaşkanımızı eleştiriyorlar. Şöyle söylüyor böyle söylüyor şunu yapıyor bunu yapmıyor diye. Şimdi söylenen şeylere bakın. Bunun karşısında herkesin tepki koyması, bu ahlaksızlığa, bu edepsizliğe, bu terbiyesizliğe herkesin kendince bir cevap vermesi doğru olandır. Böyle bir şey olamaz. Türkiye demokrasi ülkesi, özgürlükler ülkesi. Herkes eleştirisini özgürce yapacak. Ama eleştiri yapmak, hakaret etmek, küfretmek hakkını hiç kimseye vermez" diye konuştu.

KÜFÜR ETMEK HAKARET ETMEK DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ MÜDÜR?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a dönük büyük bir karalama kampanyasının, itibar suikastının sürdürüldüğünü vurgulayan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "TCK'nın 299. Maddesi Cumhurbaşkanımıza hakareti düzenlemektedir.

Bir yandan Avrupa'daki bazı değerlere gidip lobiler yapmak suretiyle öte yandan da başka takım usullerle ülkenin aleyhine çalışan büyük bir kampanya yürütülmektedir. Bize gelen ziyaretçilere ben bunu 299. madde kapsamında soruşturulan ve kovuşturulan sözlerle ilgili örnekler verdim.

Şimdi siz kendi ülkenizde cumhurbaşkanımıza veya devlet başkanımıza veya ülkemizin başkanına sinkaflı küfürler yapılmasını onaylar mısınız?' diye sordum. Yapılan küfürleri İngilizceye çevirerek kendilerine takdim ettim. Böyle şeyler sizin ülkenizde oluyor mu dedim.

Yüzleri kızardı. Eğer küfretmek düşünce ise biz böyle bir düşünceye sonuna kadar karşıyız. Biz bunu bir düşünce değil, ahlaksızlık olarak görüyoruz, her türlü ahlaksızlığın karşısında ahlakın temsilcisi olmaya özen göstereceğiz. Hakaret etmek düşünce özgürlüğü müdür? Bunlar ağır eleştiri değil, resmen hakaret, resmen küfürdür.

Bunu bu toplumun hukuku himaye etmediği gibi bu toplumun sahip olduğu değerler silsilesi de bu toplumun sahip olduğu ahlak da genel ahlak anlayışı da bunu himaye etmemektedir. Sayın Kılıçdaroğlu kendi seviyesizliğini kendi edep terbiye ve ahlaktan yoksunluğunu bu açıklaması ile bir kez daha ortaya koymuştur.

O açıklamaya söylenecek çok söz var, çok ifade var ama bizim ahlakımız bizim edebimiz, bizim aldığımız terbiye o seviyeye inmemize izin vermemektedir. Ancak milletimiz onların seviyesine ben eminim ki bundan sonra daha da alçaltmaya devam edecektir. Tekrar bu açıklamaları şiddetle ve nefretle kınıyorum. Böylesi siyasete lanet olsun diyorum" ifadelerini kullandı.