100 bin kişi öldürüldü ama hala soykırım denmedi
Yugoslavya’nın parçalanmaya başlamasıyla Bosna Hersek’in, 29 Şubat 1992-1 Mart 1992 tarihlerinde düzenlenen referandumla bağımsızlığını ilan etmesi Müslüman Boşnaklar için büyük acıların başlangıcı oldu. Savaşın başlamasının hemen ardından Sırp güçleri tarafından başkent Saraybosna’da 3.5 yıl süren kuşatma, modern tarihin en uzun ablukası olarak kayıtlara geçti. Sadece Saraybosna’daki kuşatma boyunca 10 binin üzerinde sivil hayatını kaybetti, 50 binin üzerinde insan yaralandı, her gün ortalama 329 bombanın düştüğü şehirde 100 bin bina zarar gördü.
7 bin 324 kişi hala kayıp
Bosna’daki savaşın ilk yılından itibaren açılmaya başlayan irili ufaklı toplama kampları binlerce Boşnak erkeğin son durağı oldu. Savaş boyunca ülke genelinde 657 toplama kampı açıldı, bu kamplarda 30 bine yakın insan hayatını kaybetti. Söz konusu kamplarda 200 bine yakın insan türlü işkencelere maruz kaldı, 25 bin kadın tecavüze uğradı. Toplama kamplarında katledilenlerin büyük çoğunluğu, ülkenin farklı yerlerine bilinçli olarak dağıtılan toplu mezarlara gömüldü. Savaşın sona ermesinin ardından yapılan çalışmalarda bugüne kadar toplu mezarlara gömülen toplam 20 bin Boşnak’ın cesedine ulaşıldı, 7 bin 324 kişinin cesedi ise hala kayıp...
Srebrenitsa soykırımı
Bosna’daki savaşın en büyük dramlarından biri Birleşmiş Milletler’in güvenli bölge ilan ettiği Srebrenitsa’da yaşandı. Etnik temizliğe maruz bırakılan Bosna’nın bölgede tüm dünyanın gözleri önünde Sırp kuvvetleri Boşnaklara karşı her türlü savaş suçunu işledi, binlerce Müslüman Boşnak kadın çocuk denmeden katledildi.11 Temmuz 1995’te Ratko Miladiç’e bağlı Sırp birlikleri tarafından işgal edilen Srebrenitsa’da, BM bünyesindeki Hollandalı askerlere sığınan sivil Boşnaklar, Sırplara teslim edildi. Otobüs ve kamyonlara bindirilen Boşnaklardan 8 bin 372’si götürüldükleri ormanlık alanlarda, fabrikalarda, depolarda katledildi.
BM, “soykırım” diyemedi
Savaş sonrası vahşetin büyüklüğü ortaya çıktı. Uluslararası Adalet Divanı ve eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi, Srebrenitsa’da işlenen suçları soykırım olarak nitelendi ancak BM bu adımı atamadı. İngiltere’nin, Bosna’daki savaş sırasında Sırplar tarafından Srebrenitsa’da katledilen Boşnakların anılması amacıyla hazırladığı BM Güvenlik Konseyi karar tasarısı, 9 Temmuz’da oylandı. 15 üyeden 10’u tasarı lehinde oy kullanırken Çin, Nijerya, Angola ve Venezuela çekimser oy kullandı. Konsey’in daimi üyelerinden Rusya’nın veto etmesi nedeniyle tasarı reddedildi.
Sözde yargılama sürüyor
Yaşanan soykırımın sorumluları Sırp lider Radovan Karadzic ile Sırp komutan Ratko Mladiç, arasında olduğu yaklaşık 300 siyasi ve askeri yetkili hakkında Lahey’de dava açıldı ancak yıllardır davalar sonuçlanmadı. Savaş suçu işledikleri gerekçesiyle aranan onlarca Sırp ise hala bulunamadı. AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Junkcer, suçluları adalet önüne çıkarmaya kararlı olduklarını söyledi.
Fatima’yı doğduğu gün öldürdüler
20. yıldönümünde yürekler tekrar kanadı. Açılan toplu mezarlardan birinden çıkan bebek iskeletiyle, Bosna şehitlerinin ağlatan hikayelerine yenisi eklendi. Srebrenitsa’da yıllar sonra açılan toplu mezardan küçük bebek iskeleti çıktı. DNA testi yapıldığında kimliği ortaya çıktı. Anne Havva Mühiç, doğduğu gün kaybettiği ‘Fatima’ bebeğine 20 yıl sonra kavuştu. Fatima bebeğin küçük yeşil tabutunda ölüm ve doğum tarihi aynı “11 Temmuz 1995”
136 kişi 20 yıl sonra toprağa verilebildi
20 yıl önce katledilenlerin gömüldüğü toplu mezarlar açıldıkça ölenlerin kimlikleri belirleniyor. DNA testiyle kimliği yeni tespit edilebilen 136 Müslüman dünkü 20. yıldönümü töreniyle toprağa verildi. Yürekleri yeniden kanatan cenaze töreninin ardından 136 kişi, 20 yıl sonra törenle Potoçari Anıt Mezarlığı’nda toprağa verildi.
“İki yüzlü” tepkisi
Cenaze töreninden önce, ilk olarak soykırım kurbanları için hazırlanan Anı Odası’nı ziyaret etti. Sırbistan Başbakanı Vuçiç ise törene katılan halk tarafından ıslıklanarak protesto edildi. Anı odası girişinde Srebrenitsalı anneler tarafından karşılanan Vuçiç’e tepki gösterildi ve “İki yüzlü” sloganları atıldı. Tepki gösteren grubun içinden Vuçiç’e şişe fırlatıldı. Ortalık karışınca, Sırp başbakan apar topar töreni terk etmek durumunda kaldı.
Davutoğlu: Katliamı asla unutmayacağız
Srebrenitsa Soykırımı’nın 20. yılı nedeniyle düzenlenen anma törenine katılan Başbakan Davutoğlu yaptığı konuşmada, “Bosna- Hersek’teki barış ve huzura destek vermeliyiz. Çünkü Bosna-Hersek’teki barış, Balkanlar’da, Avrupa’da ve dünyadaki barış anlamına gelir. Bizim görevimiz burada olanı asla unutmamak ve aynı zamanda nefret kültürü ya da intikam kültürünün olmamasını sağlamaktır. Bir kere daha kurbanları olan ailelerin acılarını paylaşıyorum. Aynı zamanda, 78 milyon nüfusu olan Türkiye’nin her zaman Bosna- Hersek’in yanında, her zaman Srebrenitsa’nın ve Srebrenitsa’daki ailelerin yanında olacağını belirtmek istiyorum. BM’nin gözleri önünde 8 bin kardeşimiz katillere teslim edildi ve bütün bir insanlık bu suçun vebali altında, 20 yıldır günah çıkarmaya çalışıyor. Burada sadece suçlu olanlar katiller değil, sessiz kalan uluslararası toplum da suçludur. Uluslararası topluluk bu trajik olayın önüne geçemedi. Gelecekte bu olayların tekrar olmamasını sağlamalıyız” dedi.
Twitter’dan mesaj
Başbakan Davutoğlu, Twitter’daki hesabından,“Uluslararası toplumun gözü önünde binlerce kadın-çocuk demeden gözünü kırpmadan kıyabilen zihniyet bugün hala yaşıyor” ifadesini kullandı.Davutoğlu ayrıca “BM’nin gözleri önünde 8 bin kardeşimiz katillere teslim edildi ve bütün bir insanlık bu suçun vebali altında, 20 yıldır günah çıkarmaya çalışıyor. Burada sadece suçlu olanlar katiller değil, ona sessiz kalan uluslararası toplum da suçludur” değerlendirmesini yaptı.
Erdoğan: Çocukların öldürülmediği dünya hayal ediyoruz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Srebrenitsa Katliamının 20. yıl dönümü dolayısıyla Bosna-Hersek’e mesaj gönderdi. “Saygıdeğer Bosna-Hersek’li Kardeşlerim” diyerek mesajına başlayan Erdoğan şu görüşlere yer verdi: “Biz sahilde uçurtma uçuran, annesinin kucağında uyuyan, arkadaşlarıyla oyun oynayan çocukların öldürülmediği bir dünya hayal ediyoruz. Bundan 20 yıl önce, Bosna Hersek’ten Türkiye’ye ve tüm dünyaya ulaşan haberler dolayısıyla tarifi mümkün olmayan acılar yaşadık. Acılarınızı bir nebze olsun dindirmek, yaralarınızı sarabilmek, insani ve vicdani sorumluluğumuzu yerine getirebilmek için, o günlerde Türkiye’nin nasıl seferber olduğunu yakından biliyorum. Bugün, geçmişi unutmadan, tarihten dersler alarak, benzer dramların yaşanmayacağı barış ve huzur dolu bir geleceği inşa etmekle sorumluyuz. Temennimiz ve duamız, bugün Suriye’nin, Irak’ın, Yemen’in, Filistin’in, Mısır’ın, Libya’nın, Afganistan’ın, Somali’nin, Afrika’nın çocuklarının yaşadığı dramların da son bulmasıdır.
Bunlar da ilginizi çekebilir