Meme kanseri, meme dokusundaki hücrelerden gelişen kanserler. Meme dokusunun herhangi bir yerinden kaynaklanabilir. Meme kanseri oluşumunda genetik değişiklikler çok önemli. Genetik yapıda çeşitli faktörlerin ve normal yaşlanmanın etkisiyle ortaya çıkan bozukluklar kansere neden olur. Ancak meme kanserlerinin sadece yüzde 7-9’luk bir kısmı ailesel geçişli. Özellikle anne tarafında genç yaşta meme kanseri ve erkek meme kanseri görülmesi ailesel bir geçişe işaret edebilir. Araştırmalara göre her sekiz kadından birinde meme kanseri gelişebilir. O halde, erken teşhis için meme kanseri neden olur, nasıl önlenir, belirtileri nelerdir, bilmekte fayda var. Sağlık Bakanlığı Kanser Savaş Dairesi ile Türkiye Meme Vakfı’nın bu konuda verdiği bilgiler ve yaptıkları uyarılar şöyle:

MEME KANSERİ NEDEN OLUR, RİSK FAKTÖRLERİ NELERDİR?


İlk doğum yaşı: 30 yaşından sonra ilk doğumunu yapanlarda risk artmaktadır.
İlk adet yaşı: İlk adetini erken yaşlarda görenler, yaşam boyu daha uzun süre östrojen hormonuna maruz kalacaklarından dolayı risk artmaktadır.
Menopoz yaşı: Menopoz kadının adetten kesildiği, doğurganlığının sona erdiği dönemdir. İleri yaşta, 55’ten sonra menopoza girme meme kanseri riskini arttırmaktadır. Burada da etken uzun süre östrojen hormonuna maruz kalmadır.
Emzirme: En az bir yıl süreyle emzirmenin koruyucu etkisinin olduğunu gösteren verilerin yanı sıra herhangi bir etkisinin olmadığını iddia eden çalışmalar da mevcuttur.
Doğum kontrol hapları: Doğum kontrol haplarının uzun süre kullanımı meme kanseri gelişim riskini arttırmaktadır. Bunun yanı sıra en az beş yıl süreyle bu ilaçların kullanılmasının kalın bağırsak, rahim ve over (yumurtalık) kanseri riskini azalttığı gösterilmiştir. 10 yıldan daha uzun süre kullanımlarda ve özellikle genç yaşta (20 yaş öncesinde) kullanmaya başlamakla meme kanseri, kalp krizi ve inme riski artmaktadır. Burada özellikle belirtilmesi gereken nokta, doğum kontrol hapıyla birlikte sigara içiminin ciddi sorunlara yol açabileceğidir. İkisi birlikte kalp hastalıkları ve inme riskini belirgin arttırmaktadır.
Menopoz sonrası hormon tedavisi: Bu tür ilaçlar genellikle menopoza bağlı şikâyetlerin ortadan kaldırılması veya azaltılması amacıyla kullanılırlar. Bu ilaçlar vücudun üretimini kestiği östrojen ve progesteron hormonlarını içermektedir. Bu ilaçları 5 yıl ve daha uzun süre kullanan menopoz sonrası dönem kadınlarda meme kanseri ve rahim kanseri riski artar.
Boy ve kilo: Uzun boylu kadınlarda meme kanseri riski artmaktadır. Bunun nedeni bilinmemektedir. Benzer şekilde bu kadınlarda kalın bağırsak kanseri riski de yüksek saptanmıştır. Menopoz öncesi dönemde aşırı zayıf kadınlarla, menopozdan sonra idealin üzerinde kilosu olan kadınlarda meme kanseri riski artmaktadır. Menopoz sonrası dönemde aşırı kilolar ve özellikle yağ dokusu fazla miktarda östrojen hormonu (meme kanserine neden olduğu bilinen hormon) yapımına neden olmaktadır.
Beslenme: Menopoz sonrası dönemde yağ oranı yüksek gıdalarla beslenme ile meme kanseri gelişimi arasında ilişki mevcuttur. Sebze ağırlıklı beslenmenin ise koruyucu etkisi vardır.
Alkol: Günde 1 bardaktan (1 bira, 1 bardak şarap, 1 duble sert içecek) daha fazla alkol tüketimi kadınlarda östrojen hormonu düzeylerini arttırdığı için kanser gelişim riskini arttırabilir.
İyi huylu meme hastalıkları: Kist, fibroadenom ve hiperplazi gibi meme hastalıkları iyi huylu tümörlerdir. Biyopsi sonucu habis olmayan oluşumlar tespit edilmesi risk faktörüdür.
Ailede meme kanseri öyküsü olması: Annesinde, anne tarafından akrabalarında, teyzesinde ve ve/veya kız kardeşinde meme kanseri olan kadınlarda meme kanseri gelişmesi riski normal toplumdan daha fazladır.

NASIL KORUNULUR?
Bazı risk faktörleri kontrol edilebilir. Genel sağlık durumunuzu koruma amaçlı dengeli beslenme, zayıflama veya kilonuzu koruma, sigara içmeme, alkolü sınırlandırma, düzenli egzersiz korunmada önemli faktörler.

MEME KANSERİNİN BELİRTİLERİ NELER?


Meme kanserinin en sık rastlanan belirtisi, memede ağrısız, zamanla büyüyen bir kitlenin hissedilmesidir. Ancak, hastaların çok azında ağrı da belirtilere eşlik edebilir. Daha nadir olarak memede çekintiler, deride kalınlaşma, şişlikler, deride tahriş ya da bozulmalar ve meme ucunun hassaslaşması ya da içe dönmesi de dahil olmak üzere meme ucu belirtileri yer almaktadır. Sanıldığının aksine ağrı ve kanlı akıntı ileri evrelerde ortaya çıkmaktadır.

TANI NASIL KONULUR?
Erken evrede meme kanserleri diğer kanser çeşitlerinde olduğu gibi ileri dönemlere gelene kadar belirgin bir belirti vermeyebilir. Meme kanserine erken evrede tanı konması, tedavinin başarı şansını arttırır. Erken tanı için üç temel yöntem uygulanabilir. Bunlar evde kendi kendine yapılan meme kontrolleri, doktor tarafından yılda bir yapılan meme muayeneleri ve mamografi (meme röntgen filmi) olarak sayılabilir.
Kadınların 20 yaşından sonraki dönemde, her ay memelerini kendi kendilerine muayene etmeleri gereklidir. Menopoz öncesi dönemde adetin başlangıcından sonraki 7-10. günlerde, menopoz sonrası dönemde ise her ayın aynı günü muayene yapılmalı. Meme dokusu içerisinde herhangi bir şüpheli kitle ele geldiğinde vakit geçirmeden doktora başvurmak gerekir.

HANGİ EVRELERDEN GEÇER?


Meme kanseri oluşumu çok hızlı bir süreç değildir. Tümör ortalama 5-7 yılda 1 cm büyüklüğe erişir. Yayılımı öncelikle lenf kanalları yoluyla koltuk altı lenf bezlerine ve daha sonra kan yoluyla karaciğer ve kemik gibi uzak organlara olur. Tümörün yayılımını tespit etmek için evreleme yapılıp, tedaviye karar verilir. 4 evreden bahsedilebilir. Erken evre hastalık dendiğinde evre I, II ve bazı evre III tümörler anlaşılır. Evre III tümörlerin bir kısmı ve evre IV tümörler ileri evre olarak adlandırılır.

NASIL TEDAVİ EDİLİR?


Meme kanseri tedavisi, alanında uzmanlaşmış bir ekip tarafından yapılmalıdır. Bu ekibin temel üyeleri meme cerrahı, tıbbi onkolog ve radyasyon onkoloğudur. Meme kanserinin temel tedavisi cerrahidir. Tercih edilen cerrahi şekli meme dokusunun tamamen çıkarıldığı mastektomi ameliyatıdır. Ancak, erken evre küçük tümörlerde meme koruyucu cerrahi yapılması da uygundur. Cerrahi sonrası gerekiyorsa tamamlayıcı olarak kemoterapi veya hormonoterapiler tıbbi onkologlar tarafından yapılır.

NE ZAMAN TARAMA YAPILMALI?


Normalde 20 yaşından sonra meme muayenesi ve yılda bir kez doktorda meme muayenesi önerilir. Bu nedenle, erken dönemde hastalığın yakalanması için kadınların bilgi sahibi olması gereklidir. 50 yaşından sonra 2 yılda bir mamografi çekilmesi önerilmektedir. Ulusal kanser tarama programı önerilerine göre ülkemizde uygulanan meme kanseri tarama protokolü şöyle:
20-40 yaş arası: Ayda bir kendi kendine meme muayenesi, iki yılda bir klinik meme muayenesi
40-69 yaş arası: Ayda bir kendi kendine meme muayenesi, yılda bir klinik meme muayenesi, iki yılda bir mamografi çekilmesi gerekmektedir.

KENDİ KENDİNİ MUAYENE NASIL YAPILIR?


Kendi kendini muayene iki şekilde yapılır. Önce gözleyerek, sonra elle.
Gözleyerek yapılan muayene:
Belden yukarısı çıplak olacak şekilde bir aynanın karşısına geçilir.
Her iki kol aşağı sarkacak şekilde bakılır.
Her iki kol yukarı kaldırılarak bakılır.
Her iki el bele bastırılarak bakılır.
Her iki el bele bastırılırken öne doğru eğilerek bakılır.

Bu pozisyonlarda her iki meme incelenerek şunlar araştırılır:
Meme derisinde kalınlaşma, şişme, renk değişikliği
Meme başında kalınlaşma, kızarıklık veya yara olması
Memede veya meme başında içeri doğru çekinti olması
Meme başlarının pozisyonlarında değişiklik
Memenin şeklinde değişiklik.

Elle yapılan muayene:


Elle yapılan muayene sırasında 2.3 ve 4. parmakların ön yüzleri kullanılır.
Düz bir yatağa uzanılır. Hangi taraftaki meme muayene edilecekse o taraftaki el ense altına yerleştirilir. Diğer ile muayene yapılarak bir kitle olup olmadığı araştırılır.

AİLEDE VARSA DİKKAT


Aile yakınları arasında meme kanseri olan kadınlarda meme kanserine yakalanma riski artıyor. Bu ailelerde yumurtalık ve kolon kanseri görülme olasılığı da daha fazla. Örneğin aile yakınları arasında meme kanseri olmayan belirli yaştaki bir kadında meme kanseri gelişme riski yüzde 6 iken, yakını meme kanserine yakalanmış kadınlarda risk yüzde 11’e çıkıyor. Ailesel meme kanserleri, tüm meme kanserli hastaların yüzde 10unu oluşturuyor.

MEME KANSERİ TÜRLERİ
Duktal Karsinoma İn Situ (DCIS)


Süt kanallarını döşeyen hücreler, kontrolsüz olarak çoğalmaya başladıkları zaman ilk önce kanalı dolduruyorlar. Henüz kanal dışına taşmayan bu safhaya duktal karsinoma in situ (DCIS) adı veriliyor. Bu safha meme kanserinin en erken safhası. Kanser hücreleri henüz kanal dışına çıkmadığı için, vücudun herhangi bir yerine atlamamış durumda. Sadece bu bölgenin çıkartılmasıyla kanser tam olarak tedavi edilebiliyor.

Duktal karsinoma in situ safhasında, tümör boyutu genellikle elle muayene ile fark edilemeyecek kadar küçüktür. Bu safhada kanser daha çok mamografi ile tespit edilebiliyor. Bu nedenle kanserin erken teşhis edilebilmesi için 40 yaşını geçen her kadının, her yıl mamografi filmini çektirmesi öneriliyor.

Lobuler Karsinoma In Situ (LCIS)
Süt bezleri hücrelerinden kaynaklanan ve bez dışına taşmamış anlamına gelen Lobuler Karsinoma in Situ, adına rağmen kanser kabul edilmiyor. Çünkü süt bezinin dışına çıkıp yayılmıyor. Bize sadece bu memede kanser gelişme riskinin arttığını ve dikkatli olmamız gerektiğini gösteriyor

İnvaziv Duktal Karsinoma
Bir süre sonra kanser hücreleri kanal dışına çıkıyorlar; bu safha invaziv (infiltratif) safha, yani kanserin memeyi istila safhası.
Meme kanserleri içinde en sık invaziv duktal karsinomayı görüyoruz. Yani sütü, süt bezinden meme başına taşıyan kanalları döşeyen hücrelerden kaynaklanan ve kanal dışına çıkmış kanser.

İnvaziv Lobuler Karsinoma


Memede ikinci sıklıkta İnvaziv lobuler karsinoma’yı görüyoruz. Bu da süt bezlerinden kaynaklanmış ve bez dışına çıkmış anlamına geliyor.

Diğer meme kanseri tipleri


Medullar karsinoma ve Müsinöz karsinoma da diğer meme kanseri tipleri. Bunlar invaziv duktal karsinoma ve invaziv lobular karsinomadan daha iyi seyrediyorlar.
Tübüler karsinoma meme kanserleri arasında en iyi seyredeni. Meme kanserlerinin yüzde 2 sini oluşturuyorlar.
Enflamatuar meme kanseri, meme derisinde kızarıklık, ısı artışı ve kalınlaşma gibi bulgularla kendisini gösteriyor. Burada bir enfeksiyon söz konusu değil. Sıcak ve kızarık görüntü, kanser hücrelerinin meme derisi lenf kanallarına yayılmasıyla ortaya çıkıyor. İlk çıktığı andan itibaren ileri safha (Evre IIIB) kabul ediliyor. Enflamatuar meme kanseri terimi, kanserin hücresel kaynağı veya yapısını değil, klinik görünümüne göre yapılan bir evrelemeyi işaret etmektedir ve yukarıda bahsedilen gruplandırmanın dışında kalmaktadır.


KANSER OLMAYAN İYİ HUYLU TÜMÖRLER

KİST


Meme kisti içi su dolu bir keseciktir (baloncuk). Meme bir salgı organı olması nedeni ile memede kist görülmesi oldukça sıktır. Adetin ikinci yarısında büyüme gösterebilir. Zaman zaman ağrıya sebep olabilir. Bazen 3-5 cm çapına ulaşabilir. Kistin fazla büyümesi (2.5 cm’den büyük) sonucu ağrıya neden oluyorsa enjektör iğnesi ile girilerek içindeki sıvı boşaltılabilir.K istin yapısı hakkında en iyi bilgi veren teşhis yöntemi meme ultrasonudur

Basit kist: Kistin çeperi düzgündür. İçindeki sıvı homojen (düzenli aynı yapıda) yapıdadır. Kitlenin damarlanmasında artış yoktur. Basit kist hiçbir zaman kansere dönüşmez.

Komplike kist: Bazen birkaç kist bir araya gelerek üzüm salkımına benzer bir görüntü oluşturur veya bir kist içinde farklı kompartımanlara bölünmüş olarak görülebilir. Bu tip kiste komplike kist denir. Bu grup kistin 6 ay arayla birkaç defa ultrason takibi önerilmektedir.

Çeperinde boşluğa çıkıntı olan kist: Bazen kistin duvarından kist içine doğru bir çıkıntı olabilir. Bu durumda mutlaka parça alınarak kanser yönünden araştırılması gerekir.

Yoğun içerikli kist: Bazen kist içindeki sıvı aşırı derecede yoğun olabilir. Bu durumda içi sıvı dolu mu yoksa hücre dolu solid kitle mi ayırımı yapılamamaktadır. Bu nedenle kısa aralıklarla takip edilmesi önerilmektedir.

İç yapısı düzensiz kist: Bazen kistin içine kanama olabilir veya içinde doku artıkları olabilir. Bu ultrason görünümünde homojen olmayan bir yapı görüntüsü verir. Bu kistlerin de incelenmesi ve takip edilmesi gerekli olabilir.

SOLİD KİTLE
Memede ele gelen kitlelerin bir kısmının da içleri hücre doludur. Bunlara solid kitleler denir. Memede saptanan kanser olmayan solid kitleler iki temel gruba ayrılır. Kanser olmasa bile kanser riskinin arttığını gösterenler ve kanser olmayıp kanser riski artışı göstermeyenler. Burada en önemli kriter atipik hücre içerip içermemesidir. Atipik hücre içeren oluşumların meme kanseri riski, içermeyenlere göre daha fazladır. Süt bezleri veya süt kanallarından kaynaklanan kitlelerin mutlaka atipik hücre içerip içermemesi değerlendirilmelidir. Atipik hücre demek hücrenin normal görüntüsünün bozulmasıdır.

Fibroadenom
Memede en sık rastlanan solid kitlelerin başında gelir. Genellikle genç yaşlarda (15 – 35 yaşlarında) ortaya çıkar. Bazen boyutları çok büyüyebilir. İlerleyen yaşlarda küçülerek geriler. Memede kitle ele gelmesi ile kendisini gösterir. Fibroadenom ağrı yapmaz. Çok nadir olgularda ağrı yakınması bildirilir; özellikle adet öncesi dönemde ağrıya sebep olabilir. Fibroadenoma pratik olarak meme kanserine dönüşmez olarak kabul edilir.

Filloid tümör
Filloid tümör genellikle muayene veya mamografi çekimi sırasında ortaya çıkar. Klinik olarak fibroadenoma benzer bulgular verir. Ağrısız, sınırları düzenli kitlelerdir. Fibroadenomadan farklı çok süratle büyümesidir. Kesin teşhis ancak cerrahi olarak çıkartılması ile konur.
Filloid tümör kendi içinde iyi huylu ve kötü huylu olarak ikiye ayrılır. Kötü huylu, yani Malign Filloid tümör ameliyat edilse bile tekrar etme olasılığı çok fazladır Bazen tekrarlayarak akciğer dokusuna kadar ilerleyebilir. Geniş çıkartılması gerekir. Bazı durumlarda tüm memeyi almak gerekebilir.

Fibrokistik değişiklikler
Süt bezlerinde hücrelerin artışı ile ortaya çıkar. Meme kanseri gelişme riskinde artış yoktur.

Radial skar
Süt kanalı duvarından oluşur. Meme dokusu içinde çevreye yayılan uzantıları vardır. Çoğunlukla kanser değildir Mamografide kansere benzerlik gösterebilir; bu nedenle cerrahi olarak çıkartılarak kanser olasılığı ortadan kaldırılır. Hastaların düzenli takip edilmesi önerilmektedir.

Yağ nekrozu
Memeye yönelik bir travmayla (vurma, çarpma) ortaya çıkan bir kitle olarak ele gelir. Kansere dönüşme riski yoktur. Bazen kendiliğinden gerileyebilir.

Tüberküloz
Bazen memede saptanan kitle tüberküloza bağlı olarak ortaya çıkabilir. Tüberküloz tedavisi uygulanmalıdır.