İstanbul Adalet Sarayı’nda Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın adliyedeki odasında rehin alınmasının ardından yapılan operasyona ilişkin yazılı açıklama yapan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu, "Teröristlerin görüşmek istediği Avukat Sezgin Tanrıkulu kendisine ilk ulaşıldığında adliyeye geleceğini belirtmesine rağmen adliyeye gelmediği gibi kendisine ulaşılmak istendiğinde telefonlara da çıkmamıştır" demişti. Bu sözlere Tanrıkulu, Twitter hesabından şu cevabı verdi:

Çağlayan olayından haberim olduğu an "benim için en önemli şey insan hayatıdir" diyerek elimden geleni yapacağımı belirttim. Ancak Başsavcınin sözlerinin aksine ben sadece "bir avukat" değilim ve siyasi bir kimliğe sahibim. CHP' Genel Başkan Yardımcısı kimliğim dolayısıyla benden bir talep varsa bu konuda muhatabım hükümettir.

Hayat-memat meselelerinde başta iktidar olmak üzere bütün siyasetcilerin esit sorumluluk alarak provakasyonlari bertaraf etmesi beklenir. Ancak olay günü ismimin geçtiği andan itibaren hükümet tarafından sahsim ve partime yoğun bir saldiri başlamıştırAncak olay günü ismimin geçtiği andan itibaren hükümet tarafından sahsim ve partime yoğun bir saldiri başlamıştır. Bugüne dek siyaset öncesi ve siyasette yaşadığım tecrübeler,bu saldırının nereye vardirilacağını öngörmeme yeterliydi,yeterlidir.

Nitekim eski Adalet Bakanı ismimin neden geçtiğini sorgularken, Başsavcı "neden gelmedi" diyerek provakasyon öngörümüzü doğrulamıştır.Açıklamadaki, hem milletvekili kimliğimizi reddeden,hem de hedef gösteren üslup öngördüğümuz tuzağın gerçekliğini ortaya koymaktadır. Olaya müdahil olmamdan siyasi rant devsirmeyi planlayanlar bu tutmayinca iki taraflı saldırıya başlamışlardir.Meselenin özeti budur. Ölümden, cinayetten,şiddetten siyasi rant ummak namussuzluktur,serefsizliktir. Lanet olsun siyaseti insan hayatından üstün görenlere.