AK PARTİ Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Erdoğan'ın ismini açıkladığı konuşmada şunları kaydetti:

"2007 yılında 10’ncu cumhurbaşkanın görev süresi dolmuştu. TBMM 11’nci cumhurbaşkanını seçecekti. Biz AK Parti olarak anayasaya, yasalara ve meclis iç tüzüğüne uygun şekilde hazırlıklarımızı yapmıştık. Ancak hiçbir seçimde öne sürülmeyen şartlar biz cumhurbaşkanı seçeceğimizi zaman önümüze çıktı. Hukuk ayaklar altına alındı, ideolojiler hukukun üstüne çıktı.  Ancak biz hiçbir zaman hukuksuzluğa eğmedik, eğemezdik.

Milletimize gittik, olup bitenleri milletimizle paylaştık. Öncelikle anayasayı değiştirmek suretiyle, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini sağlayacak değişikliği gerçekleştirdik. Önce Meclis’te 11’nci cumhurbaşkanımızı seçtik, ardından anayasa değişikliğini referanduma götürdük. Şükran borçluyuz ki yüzde 70’e yakın bir oyla Anayasa değişikliğini milletimiz onayladı.

Sevgili gönül dostları işte bugün cumhurbaşkanını halkın belirleyeceği bir seçime hazırlanıyoruz. AK  Parti olarak uzun aday tespit süreci yaşadık.  Hemen her kesimle istişarelerde bulunduk. STK'ların, siyasi partilerin görüşlerini aldık.

Milletin reisi cumhur olarak göstermek istediği ismi nihayet tespit ettik. Tüm milletvekili arkadaşlarımızın imzalarıyla cumhurbaşkanı adayımızı belirledik. 12. cumhurbaşkanı adayı Genel Başkanımız Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dır. Adayımızın hayırlı olmasını diliyoruz."

Hayat hikayesinin anlatıldığı belgeselin gösterilmesinin ardından kürsüye gelen Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

Alemlerin Rabbi Allah’a hamd olsun. Zaferin sahibi sadece Allah’tır. Bu davayı bu hareketi bu mücadeleyi işte bugünlere eriştiren Rabbime sonsuz hamd olsun.

Ya Rab sen ki kullarının hareketlerini takdir ettin, senin iznin olmadıkça hiçbir şey hareket etmez. Bizim hareketlerimizi doğruluk üzerine kıl. Ya Rab bizim göğsümüzü genişlet, hayır işlerimizi kolaylaştır. Bugün sana ve senin yarattıklarına halka hizmet için güzel yolculuğa hazırlanıyoruz. Bizi hasetten muhafaza et, bizi haksızlıktan, adaletsizlikten veliy eyle. Bizi, ailemizi, tüm yol arkadaşlarımızı yolların tuzaklarından koru Allah’ım. Kefenimizi giyerek mücadeleye soyunduk. Zaferin kılıç ve atlarda değil Allah katında olduğuna inandık. Arkamızda gemileri yakarak yolculuğa çıktık. Bu mübarek günde dileğimiz odur ki bu milleti bir kez daha zaferle müjdele ya rab. Bugün çıktığımız kutlu yolculuğu insanlık, Türkiye, milletim için hayırlı eyle ya rab. Her birinize sonsuz teşekkür ediyorum. Bu anlamlı günde heyecanımızı bizlerle paylaşan siz değerli yol arkadaşlarımı yürekten selamlıyorum. 12. Cumhurbaşkanlığı için aday gösteren tüm milletvekili arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.

1994 yılıydı İstanbul’da yerel seçimler için gece gündüz koşturuyorduk. İstanbul’un her sokağına ulaşmaya çalışıyorduk. Manşetlerin şevkimizi kırmasına müsaade etmiyorduk. Birileri günler öncesinden zaferlerini ilan ederken biz Allah’ın takdirine inanıyor ve hız kesmeden koşturuyorduk. İstanbul’un yoksul ailelerin olduğu bir mahallede bir kız çocuğu elini uzattı ve ‘bunları annem gönderdi. Seçildikten sonra bizi unutmasın’ dedi. İki tane bileziği elime tutuşturdu. Ne olduğunu anlayamadan kendisi de incecik bileğindeki oyuncak bileziğini de elime tutuşturdu. Bir şey söyleyemedin o yavrucak kalabalığın içinde kayboldu gitti. O gözleri unutamadım. 20 yıl geçti.7-8 yaşlarındaki o çocuğun gözlerindeki heyecanı unutamadım.Pınarhisar’da yatarken o çocuğun bakışları vardı Ne o gözleri, ne o gözlerin verdiği mesaj bir an olsun aklımdan çıkarmadım. Annesi seçildikten sonra bizi unutmasın demişti ya o büyük mesajı hiçbir zaman unutmadık, unutmadım. Biz siyaseti o temiz yürekler için yaptık.  

Biz  siyaset maden ocaklarında helal rızık kazanmak için çalışan kardeşlerimiz için yaptık, Türkiye’nin kenar mahallelerindeki aileler için yaptık. Diyarbakır Cezaevin’deki işkenceler için siyaset yaptık. Metris’teki adaletsizlik için siyaset yaptık. Filistin için, Mısır için, Somali için, Afganistan’ın mazlumları için siyaset yaptık. Siyaseti ikbal, makam, mevki, rütbe için yapmadık. Biz siyaseti Allah için ve millet için yaptık. Biz siyaseti makam, istiklal ve istikbalimiz için yaptık.

İmam Hatipte okuyoruz diye bizi tahkir ettiler. Sizin ölü yıkayıcı olur dediler. Diz kırarak yemeğini başına geçenlere gerici dediler. Toprağın değerlerini savunuyoruz diye farklı baktılar. Başını örten eşlerimize, kızlarımıza, bacılarımıza küçük gördüler. Başbakan olamaz, cumhurbaşkanı seçemezsiniz dediler. Bize insan olmayı bile yakıştırmadılar.

Biz başkalarının bizi nasıl tarif ettiğine bakmadık. Yaranmanın, kendimi kabul ettirmenin, onların istediği gibi vatandaş olmanın derdine düşmedik.

Yenilgi yenilgi büyüyen zafer olduğuna inandık. Göklerin üzerinde kara olduğuna inandık. Onlar itelediler, tahkir ettiler biz daha da azmettik. Tüzüklerle, manşetlerle çarpışarak, darbelere göğüs gererek büyüdük. Kriterimiz hak oldu. Kimin ne dediğine değil, hakkın, milletin ne söylediğine baktık.

77 milyonun her bir ferdini sadece insan olarak gördük. Bizi sevmeyenleri de sevdik, Bize oy vermeyenlere hizmet götürdük. Türk, Kürt, Müslüman, Musevi demedik. İnsana insan olduğu için değer verdik. Nerede nefes alıp veren can varsa oraya ulaşmanın derdi içinde olduk. bu Türkiye bize oy verenler kadar vermeyenlerin de ülkesidir. Bu güzel ülke bizi sevenler kadar sevmeyenlerin de ülkesidir.